Yusuf Suresi 4. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Yusuf Suresi 4. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.
Yusuf Suresi 4. ayeti ne anlatıyor? Yusuf Suresi 4. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…
Yusuf Suresi 4. Ayetinin Arapçası:
اِذْ قَالَ يُوسُفُ لِاَب۪يهِ يَٓا اَبَتِ اِنّ۪ي رَاَيْتُ اَحَدَ عَشَرَ كَوْكَبًا وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ رَاَيْتُهُمْ ل۪ي سَاجِد۪ينَ
Yusuf Suresi 4. Ayetinin Meali (Anlamı):
Bir zamanlar Yûsuf babasına: “Babacığım! Ben rüyâmda on bir yıldızı, güneşi ve ayı gördüm; onların bana secde ettiğini gördüm” dedi.
Yusuf Suresi 4. Ayetinin Tefsiri:
Hz.
Yûsuf, Yâkub (a.s.)’ın on iki oğlundan biridir. Hz. İbrâhim’in torununun
oğludur. Resûlullah (s.a.s.) Hz. Yûsuf’un fazileti ile ilgili şöyle buyurur: “İnsanların
en şereflisi kerîm oğlu kerîm oğlu kerîm oğlu kerîm yani hepsi Allah’ın
peygamberi olan İbrâhim oğlu İshâk oğlu Yâkub oğlu Yûsuf’tur.” (Buhârî,
Tefsir 12/1)
Yûsuf
(a.s.), çocuk yaşlarında iken bir gece rüyasında on bir yıldız, güneş ve ayın
kendisine secde ettiğini görmüş ve bunu babası Yâkub (a.s.)’a anlatmıştır. Bu
rüyada yıldızlar Hz. Yûsuf’un on bir kardeşine, güneş annesine, ay ise babasına
tasvir eder. Hz. Yûsuf’un ileride yüksek bir mevkiye çıkacağını; kardeşlerinin,
anne ve babasının kendisine tâbi olacaklarını gösterir. Çünkü “secde”, ister
tâzim ve değer verme mânasında olsun, ister ibâdet maksadıyla olsun “alnı yere
koymak” demektir. Bu kelimede bunun bunun yanında daha kuvvetli birinin huzurunda tevâzu
gösterme, itaat etme ve boyun eğme mânası da mevcuttur.
Hz. Yâkub, oğlunun gördüğü rüyâyı tevil ederek şu
neticeleri çıkarır:
Yusuf Suresi tefsiri için tıklayınız…
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Yusuf Suresi 4. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…
Kaynak: https://www.islamveihsan.com/