Kuran-ı Kerim

A’râf Suresi 154. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

A’râf Suresi 154. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.

A’râf Suresi 154. ayeti ne anlatıyor? A’râf Suresi 154. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…

A’râf Suresi 154. Ayetinin Arapçası:

وَلَمَّا سَكَتَ عَنْ مُوسَى الْغَضَبُ اَخَذَ الْاَلْوَاحَۚ وَف۪ي نُسْخَتِهَا هُدًى وَرَحْمَةٌ لِلَّذ۪ينَ هُمْ لِرَبِّهِمْ يَرْهَبُونَ

A’râf Suresi 154. Ayetinin Meali (Anlamı):

Mûsâ’nın öfkesi yatışınca levhaları aldı. O levhalarda, Rablerinden korkanlar için doğru yolu gösteren öğütler ve Allah’ın rahmet edeceği yazılıydı.

A’râf Suresi 154. Ayetinin Tefsiri:

Aradan
geçen belli bir müddet ve bahsedildiği üzere vâki olan bir kısım hâdiselerden
sonra Hz. Mûsâ’nın öfkesi dindi, sakinleşti, kızgınlığın yerini sükûnet aldı. Mûsâ
(a.s.) da yere bırakmış olduğu levhaları tekrar eline aldı. Burada öfkenin
insana, doğru olmayan bazı işler yaptırdığına dair dolaylı bir işaret mevcuttur.
Ayrıca “öfkenin susması” ifadesiyle Kur’ân-ı Kerîm, öfkeyi canlı bir varlık
gibi somutlaştırmakta; onu Mûsâ’nın üzerine çullanan, onu durmadan şiddete
sarılmaya iten, “şunu yap, şöyle söyle, levhaları bırak, kardeşinin başını tut”
tarzında emirler veren canlı bir varlık gibi tasvir etmektedir. Bu canlı
varlık, ondan el çekip, onu kendi haline terk ettiğinde Mûsâ kendine gelmekte;
öfke saikiyle yaptığı bir kısım yanlışları düzeltmektedir. Attığı levhaları
tekrar eline alması bunlardan biridir. Bu levhalarda, Rablerinden korkup
günahlardan sakınanlar için doğru yolu gösteren öğütler ve ilâhî rahmete ermeyi
sağlayacak hayırlı ameller ile manevî terakkiye irşat eden bilgiler
bulunmaktaydı.

Ayette
özellikle “Rablerinden korkanlar için” buyrulur. Çünkü, Allah’ın kitabının
ayetlerinden istifade edebilecek olanlar yalnız onlardır. Kul, içten bir
istekle Allah’ı, güzel amel ile de cenneti arzular; Allah’tan uzak kalmanın ve
cehenneme girmenin can yakıcı azabından korkarsa tam korku ile ümit içinde
olmuş olur. Korku ve ümitle de arzuladığı şeye ulaşır. Hak Teâlâ’nın
sıfatlarını tanıdığı nispette kulun kalbinde korku hisleri canlanmaya başlar.
Bunun dışa yansıyan alameti ise, kalben dünyayı ve insanları terk etmek, nefis
ve şeytan ile savaşmaktır.

Şimdi
kavminin yaptıkları yüzünden Hz. Mûsâ’nın çekildiği bir diğer imtihanı ibretle
izlemeye başlıyoruz:

A’râf Suresi tefsiri için tıklayınız…

Ayrıca Bakınız.  Nisâ Suresi 72. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

A’râf Suresi 154. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…

Kaynak: https://www.islamveihsan.com/

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın