Hûd Suresi 120. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Hûd Suresi 120. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.
Hûd Suresi 120. ayeti ne anlatıyor? Hûd Suresi 120. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…
Hûd Suresi 120. Ayetinin Arapçası:
وَكُلًّا نَقُصُّ عَلَيْكَ مِنْ اَنْبَٓاءِ الرُّسُلِ مَا نُثَبِّتُ بِه۪ فُؤٰادَكَۚ وَجَٓاءَكَ ف۪ي هٰذِهِ الْحَقُّ وَمَوْعِظَةٌ وَذِكْرٰى لِلْمُؤْمِن۪ينَ
Hûd Suresi 120. Ayetinin Meali (Anlamı):
Peygamberlerin mühim haberlerinden kalbini kuvvetlendireceğimiz kıssaların hepsini sana anlatıyoruz. İnen bu âyetlerde sana doğru bilgiler, mü’minler için de bir öğüt ve bir hatırlatma gelmiştir.
Hûd Suresi 120. Ayetinin Tefsiri:
Âyetler: Kur’ân-ı
Kerîm’de önceki peygamberlerin ve onların gönderildiği toplumların kıssaları
tekrar tekrar anlatılır. Bundaki hikmet ilk kez Resûlullah (s.a.s.)’in
kalbini kuvvetlendirmek, tatmin ve teskin etmek, yakinini yükseltmek, gönlünü
rahatlatmak ve ona yapılan eziyetlerin önceki peygamberlere de yapıldığını
bilmesini sağlayarak teselli etmektir. Çünkü insanlar, “Elle gelen düğün
bayram” hikmetli sözünde belirtildiği üzere, bir mihnet ve belaya maruz
kaldıklarında, bu belâlara başkalarının da maruz kaldıklarını görünce,
sıkıntıları hafifler.
Cenâb-ı
Hak, Peygamberimiz (s.a.s.)’e, aynen Hz. Hud ve Hz. Şuayb’ın yaptıkları gibi,
müşriklere kendisi ile ilgili ellerinden ne geliyor, güçleri neye yetiyorsa onu
yapmalarını söylemesini, onlara meydan okumasını emretmektedir. Çünkü bu ifade,
peygamberin davasında ne kadar haklı ve ne kadar içten olduğunu; gönlünü
bütünüyle Rabbine bağladığından kendine güvenini ve korkusuzluğunu açıkça
ortaya koymaktadır. Buna göre kâfirler imansızlığın gereğini yapacaklar;
peygamber ve mü’minler de Allah’a iman, ilâhî hakikatlerden öğüt ve ibret alma
gibi güzel hal ve davranışlarının gereğini yapacaklardır. Kâfirler, şeytanın
vesveselerine kanarak müslümanların başına gelmesini sandıkları felaketleri
bilave edip duracaklar; müslümanlar ise Allah Teâlâ’nın kesin bir biçimde
va‘dettiği dünyevî musibet ve uhrevî azapların kâfirlerin başına inmesini
bekleyeceklerdir. Neticede iki bekleyiş içinde ne kadar büyük bir farkın
olduğu; kimin kârlı kimin zararlı çıkacağı belli olacaktır:
Hûd Suresi tefsiri için tıklayınız…
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Hûd Suresi 120. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…
Kaynak: https://www.islamveihsan.com/