Yunus Suresi 26. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Yunus Suresi 26. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.
Yunus Suresi 26. ayeti ne anlatıyor? Yunus Suresi 26. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…
Yunus Suresi 26. Ayetinin Arapçası:
لِلَّذ۪ينَ اَحْسَنُوا الْحُسْنٰى وَزِيَادَةٌۜ وَلَا يَرْهَقُ وُجُوهَهُمْ قَتَرٌ وَلَا ذِلَّةٌۜ اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ الْجَنَّةِۚ هُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَ
Yunus Suresi 26. Ayetinin Meali (Anlamı):
İyi ve güzel işler yapan mü’minlere mükâfatların en güzeli ve bir de tahmin edemeyeceğiniz fazlası mevcuttur. Onların yüzlerine ne bir karalık bulaşır, ne de yüzlerini aşağıya eğdirecek bir zillete maruz kalırlar! Onlar cennetin yârân ve yoldaşlarıdırlar; orada ebedî kalacaklardır.
Yunus Suresi 26. Ayetinin Tefsiri:
Yaptığı
işi iyi, güzel ve kaliteli yapanlar dünya yaşamında da başarılı olurlar.
Kendilerine değer verilir, yaptıkları takdir edilir, eğer ticâretle
uğraşıyorlarsa bol kazanç elde ederler. Güzel bir kulluk yaşamı, haram ve helâl
hassâsiyeti insanın dünya çapında da mutlu ve huzurlu bir hayat sürmesine yardımcı
olur. Âhirette ise Cenâb-ı Hak, imanla birlikte yaptığını güzel yapanlara
mükâfâtın en güzelini verecek ve zamanla bu mükâfâtı daha da artıracaktır.
Mükâfatlar sonsuza değin artarak sürecektir.
Allah
Resûlü (s.a.s.), âyette geçen اَلْحُسْنٰى
(hüsnâ)yı cennet, زِيَادَةٌ (ziyâde)yi ise
Allah’ı görmek olarak şöyle tefsir etmiştir:
“Cennetlikler
cennete girdikten sonra, şanı yüce ve mübârek olan Allah şöyle buyuracak: «Size
daha fazlasını vermemi istediğiniz bir şey var mı?» Onlar: «Yüzlerimizi
ağartmadın mı, bizi cennete koymadın mı, cehennem ateşinden korumadın mı?»
diyecekler. Bunun üzerine yüce Allah hicabı açacak. Onlara aziz ve celil olan
Rabblerine bakmaktan daha çok sevdikleri bir şey verilmiş olmayacaktır.” Bir
rivayete göre Efendimiz (a.s.), bu bilgilendirmeden sonra: “İyi ve güzel işler
yapan mü’minlere mükâfatların en güzeli ve bir de tahmin edemeyeceğiniz fazlası
mevcuttur” (Tevbe 9/26) âyetini okumuştur. (Müslim, İman 297, 298; Tirmizî,
Cennet 16)
Cennetliklerin
yüzleri aydınlık ve göz alıcı olacak; onlar herhangi bir zillet ve aşağılık hissi
içinde olmayacaklardır. Akıbetlerinden emin, huzurlu ve sorunsuz bir halde
bulunacaklardır. Dünyada günah fiiller işlediklerinden ötürü cehenneme girecek
olanları ise mahşerde müthiş bir zillet, bayağılık ve perişanlık kaplayacaktır.
Yaptıklarına duydukları pişmanlığın derin izleri yüzlerine yansıyacaktır. Onları
Allah’ın azabından hiç kimse kurtaramayacaktır. Yüzleri ise karanlık gecenin
parçalarına bürünmüş gibi simsiyah olacaktır. Bu hususu izah eden diğer âyet-i
kerîmelerde şöyle buyrulur:
“O
kıyâmet gününde bir kısım yüzler pırıl pırıl parlayacak; bir kısım yüzler de
kederden simsiyah kesilecektir. Yüzleri simsiyah olanlara: «İmanınızdan sonra
tekrar küfre sapmıştınız, değil mi? O halde küfür üzere yürüyüp durmanız
sebebiyle tadın bakalım bu azabı!» denilecek. Yüzleri pırıl pırıl olanlara
gelince, onlar hep Allah’ın rahmetinin tecelli ettiği cennette olacak ve orada
ebedî kalacaklardır.” (Âl-i İmrân 3/106-107)
“Yüzler
mevcuttur o gün pırıl pırıldır. Güleçtir, neşelidir. Kimi yüzler de o gün toza
toprağa bulanmıştır. Onları karanlık bürümüştür. Onlar Allah’ın sınırlarını
aşıp günaha dadanmış kâfirlerdir.” (Abese 80/38-42)
Bunlardan
sonra söz müşriklere intikal ettirilerek, dehşetli mahşer meydanından şirkin
asılsızlığını belgeleyen acı bir manzara takdim ediliyor:
Yunus Suresi tefsiri için tıklayınız…
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Yunus Suresi 26. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…
Kaynak: https://www.islamveihsan.com/