Ra’d Suresi 16. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Ra’d Suresi 16. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.
Ra’d Suresi 16. ayeti ne anlatıyor? Ra’d Suresi 16. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…
Ra’d Suresi 16. Ayetinin Arapçası:
قُلْ مَنْ رَبُّ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قُلِ اللّٰهُۜ قُلْ اَفَاتَّخَذْتُمْ مِنْ دُونِه۪ٓ اَوْلِيَٓاءَ لَا يَمْلِكُونَ لِاَنْفُسِهِمْ نَفْعًا وَلَا ضَرًّاۜ قُلْ هَلْ يَسْتَوِي الْاَعْمٰى وَالْبَص۪يرُۙ اَمْ هَلْ تَسْتَوِي الظُّلُمَاتُ وَالنُّورُۚ اَمْ جَعَلُوا لِلّٰهِ شُرَكَٓاءَ خَلَقُوا كَخَلْقِه۪ فَتَشَابَهَ الْخَلْقُ عَلَيْهِمْۜ قُلِ اللّٰهُ خَالِقُ كُلِّ شَيْءٍ وَهُوَ الْوَاحِدُ الْقَهَّارُ
Ra’d Suresi 16. Ayetinin Meali (Anlamı):
Rasûlüm! “Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?” diye sor ve onlar yanıt vermezlerse sen: “Allah’tır” diye yanıt ver. Onlara: “Allah’ı bırakıp da kendilerine bile fayda ve zarar veremeyecek olanları dost mu edindiniz?” diye sor. Yine onlara: “Hiç kör ile gören bir olur mu? Yahut karanlıklarla aydınlık hiç eşit olur mu?” diye sor. Yoksa onlar Allah’ın yarattığı gibi yaratan O’na ortak bazı tanrılar buldular da, bu tanrıların yarattığı varlıkların, Allah’ın yarattığına benzemesi kafalarını mı karıştırdı? Sen şöyle de: “Allah, her şeyi yaratandır. O tektir, her şeyi kudretine boyun eğdirendir.”
Ra’d Suresi 16. Ayetinin Tefsiri:
“Kör”; haktan gâfil, Allah’ı tanımayan, O’na
kulluğun gereğini bilmeyen ve yerine getirmeyen, kalp gözü kör kimsedir.
“Gören”; hakkı bilen, hakikati kabul eden, Allah’a kulluğun gereklerini bilip
yerine getiren basîret sahibi mü’mindir. Yahut “kör”, Allah’a ortak koşulan
putlar; “gören” ise, bu sıfata kemâliyle sahip olan Allah Teâlâ’dır.
“Karanlıklar”dan maksat, art arda kat kat yığılmış olan küfür, şirk, cehâlet,
sapıklık ve isyan karanlıklarıdır. “Aydınlık” ise iman, ilim, hidâyet ve tevhid
aydınlığıdır. Azıcık aklı bulunan hiç kimse, varlıkla-yokluk, ölümle-hayat gibi
bu kadar birbirine zıt iki şeyin eşit olduğunu kabul edemez. Âyetin devamında
Allah’a ortak koşanların, ne kadar gülünç bir durumda olduklarını beyân eden
bir soru sorulmaktadır: “Allah’a ortak koşulan putlar, acaba Allah’ın yarattığı
gibi bir şeyler mi yarattılar? Böylelikle onların yarattıkları ile Allah’ın
yarattıkları ayırt edilemeyecek derecede birbirine benzedi de, bu yüzden şüpheye mi düştüler? Mesela Allah
bir insan yarattı, onlar da başka bir insan yarattı. Dolayısıyla hangisinin
yarattığı daha üstün diye kafaları mı karıştı? Ya da Allah bir güneş yarattı,
onlar başka bir güneş yarattı. İki güneş birbirine tıpatıp benzediği için ne
yapacaklarını, nasıl karar vereceklerini mi şaşırdılar? Bu örneği Allah’ın
yarattığı büyük veya ufak bütün varlıklara uygulamak olabilecekdür. Böyle bir
şeyin imkânı var mıdır? Halbuki, koşulan ortakların bizzat kendileri de dâhil
olmak üzere her şeyi yaratan, tek olan ve her şeyi kudret ve hâkimiyeti altında
tutan Allah’tır.”
Aralarındaki
fark güneş gibi aydınlık ve Kaf dağı kadar büyük olmasına rağmen hakla bâtılın
ne olduğunu daha iyi anlamak istersen şu misaller üzerinde biraz düşün:
Ra’d Suresi tefsiri için tıklayınız…
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Ra’d Suresi 16. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…
Kaynak: https://www.islamveihsan.com/