A’râf Suresi 29. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

A’râf Suresi 29. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.
A’râf Suresi 29. ayeti ne anlatıyor? A’râf Suresi 29. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…
A’râf Suresi 29. Ayetinin Arapçası:
قُلْ اَمَرَ رَبّ۪ي بِالْقِسْطِ۠ وَاَق۪يمُوا وُجُوهَكُمْ عِنْدَ كُلِّ مَسْجِدٍ وَادْعُوهُ مُخْلِص۪ينَ لَهُ الدّ۪ينَۜ كَمَا بَدَاَكُمْ تَعُودُونَۜ
A’râf Suresi 29. Ayetinin Meali (Anlamı):
De ki: “Rabbim her işte doğru ve adâletli olmayı emretti. Her secde ettiğinizde kalp ve beden ahengi içinde bütün varlığınızla O’na yönelin. İtaat ve ibâdetinizde yalnız O’nun rızâsını gözeterek tüm içtenyetinizle Allah’a yalvarın. Nasıl sizi ilk defa O yaratmışsa, yine O’na döneceksiniz.”
A’râf Suresi 29. Ayetinin Tefsiri:
Müşrikler putlara tapıyor ve Kâbe’yi çıplak tavaf ediyorlardı. Körü körüne bir taklit taassubu içinde atalarının izlerini takip ediyor, atalarını böyle yaparken gördükleri için bundan vazgeçmeyeceklerini söylüyor, üstelik bu son derece çirkin fiil ve davranışları kendilerine bizzat Allah’ın emrettiğini iddia ediyorlardı. Halbuki Allah, asla ahlâksızlığı, hayâsızlığı, kötü ve çirkin şeyleri emretmez. Hiçbir dinde ve hiçbir peygamberin beyânında Allah’ın edepsizlik ve hayasızlığı emrettiğine dair en ufak bir delil bulmak olabilecek değildir. Dolayısıyla insanları kötülüğe, günaha ve edepsizliğe davet eden ruhî ve fikrî tedâilerin Allah ile, din ve vahiy ile hiçbir alakası yoktur. Bunlar şeytanın vesvesesinden başka bir şey değildir. O halde Allah’ın çirkin işleri emrettiğini iddia etmek, gerçek olup olmadığı bilinmeyen bir hükmü Allah’a nispet etmek ve O’nun adına yalan söylemekten ibaret kalacaktır. Gerçek şu ki Allah Teâlâ, adâleti, itidali, her şeyin ifrat ve tefrit tarafına varmayan orta şekilini emreder. O halde kullar, öteden beri devam ede gelen yanlış örf ve adetlere, nefsanî arzu ve isteklere değil Allah’ın emrine kulak vermelidir. Bunun da ilk sırasında namaz kılmak ve ihlasla, içtenlik ve içtenyetle O’na yalvarmak bulunmaktadır. O halde her mescitte, her secde edilecek zaman ve mekanda, her namaz kılındığında yüzleri kıbleye yönlendirmeli, gönlü her türlü şirk tortularından arındırarak yalnızca Allah’a kulluk etmeli ve O’na dua etmelidir. Çünkü bizi ilk kez yoktan var eden Allah olduğu gibi, dönüşümüz de yine kaçınılmaz bir biçimde O’na olacaktır. O’nun huzurunda büyük bir hesapla karşılaşmak mukadderdir:
A’râf Suresi tefsiri için tıklayınız…
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
A’râf Suresi 29. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…
Kaynak: https://www.islamveihsan.com/