Kuran-ı Kerim

A’râf Suresi 28. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

A’râf Suresi 28. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.

A’râf Suresi 28. ayeti ne anlatıyor? A’râf Suresi 28. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…

A’râf Suresi 28. Ayetinin Arapçası:

وَاِذَا فَعَلُوا فَاحِشَةً قَالُوا وَجَدْنَا عَلَيْهَٓا اٰبَٓاءَنَا وَاللّٰهُ اَمَرَنَا بِهَاۜ قُلْ اِنَّ اللّٰهَ لَا يَأْمُرُ بِالْفَحْشَٓاءِۜ اَتَقُولُونَ عَلَى اللّٰهِ مَا لَا تَعْلَمُونَ

A’râf Suresi 28. Ayetinin Meali (Anlamı):

O imansızlar çirkin bir iş yaptıkları zaman: “Biz atalarımızın da böyle yaptığını gördük; esasen Allah da bize böyle emretti” derler. Şöyle de: “Allah, hiçbir zaman kötü ve çirkin işleri emretmez. Yoksa siz, Allah ile ilgili bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?”

A’râf Suresi 28. Ayetinin Tefsiri:

Müşrikler
putlara tapıyor ve Kâbe’yi çıplak tavaf ediyorlardı. Körü körüne bir taklit
taassubu içinde atalarının izlerini takip ediyor, atalarını böyle yaparken
gördükleri için bundan vazgeçmeyeceklerini söylüyor, üstelik bu son derece
çirkin fiil ve davranışları kendilerine bizzat Allah’ın emrettiğini iddia
ediyorlardı. Halbuki Allah, asla ahlâksızlığı, hayâsızlığı, kötü ve çirkin
şeyleri emretmez. Hiçbir dinde ve hiçbir peygamberin beyânında Allah’ın
edepsizlik ve hayasızlığı emrettiğine dair en ufak bir delil bulmak olabilecek
değildir. Dolayısıyla insanları kötülüğe, günaha ve edepsizliğe davet eden ruhî
ve fikrî tedâilerin Allah ile, din ve vahiy ile hiçbir alakası yoktur. Bunlar
şeytanın vesvesesinden başka bir şey değildir. O halde Allah’ın çirkin işleri
emrettiğini iddia etmek, gerçek olup olmadığı bilinmeyen bir hükmü Allah’a
nispet etmek ve O’nun adına yalan söylemekten ibaret kalacaktır. Gerçek şu ki
Allah Teâlâ, adâleti, itidali, her şeyin ifrat ve tefrit tarafına varmayan orta
şekilini emreder. O halde kullar, öteden beri devam ede gelen yanlış örf ve
adetlere, nefsanî arzu ve isteklere değil Allah’ın emrine kulak vermelidir.
Bunun da ilk sırasında namaz kılmak ve ihlasla, içtenlik ve içtenyetle O’na
yalvarmak bulunmaktadır. O halde her mescitte, her secde edilecek zaman ve
mekanda, her namaz kılındığında yüzleri kıbleye yönlendirmeli, gönlü her türlü
şirk tortularından arındırarak yalnızca Allah’a kulluk etmeli ve O’na dua
etmelidir. Çünkü bizi ilk kez yoktan var eden Allah olduğu gibi, dönüşümüz
de yine kaçınılmaz bir biçimde O’na olacaktır. O’nun huzurunda büyük bir hesapla
karşılaşmak mukadderdir:

A’râf Suresi tefsiri için tıklayınız…

Ayrıca Bakınız.  Nisâ Suresi 39. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

A’râf Suresi 28. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…

Kaynak: https://www.islamveihsan.com/

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın