A’râf Suresi 131. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

A’râf Suresi 131. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.
A’râf Suresi 131. ayeti ne anlatıyor? A’râf Suresi 131. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…
A’râf Suresi 131. Ayetinin Arapçası:
فَاِذَا جَٓاءَتْهُمُ الْحَسَنَةُ قَالُوا لَنَا هٰذِه۪ۚ وَاِنْ تُصِبْهُمْ سَيِّئَةٌ يَطَّيَّرُوا بِمُوسٰى وَمَنْ مَعَهُۜ اَلَٓا اِنَّمَا طَٓائِرُهُمْ عِنْدَ اللّٰهِ وَلٰكِنَّ اَكْثَرَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ
A’râf Suresi 131. Ayetinin Meali (Anlamı):
Hayatın akışı içinde onlara bir iyilik geldiğinde “Bu bizim hakkımız” derlerdi. Kötü bir durumla karşı karşıya geldiklarında ise bunun Mûsâ ile bununla birlikte olanların uğursuzluğundan ortaya çıktığını söylerlerdi. Şunu bilin ki, onların uğursuz saydığı şey, kötü işlerine karşı Allah’ın verdiği cezadır; fakat onların çoğu bunu bilmez.
A’râf Suresi 131. Ayetinin Tefsiri:
Hayatın
normal süreci içinde kendilerine bir iyilik; bolluk ve genişlik geldiğinde
bunun kendilerinin tabii hakları olduğunu söylüyorlardı. Bunu kâbiliyet ve
çalışmalarının bir ürünü olarak görüyorlardı. Bir kötülük; kıtlık, kuraklık ve
hastalık dokunduğunda ise bunu Mûsâ ve ona inananlardan biliyorlardı. Yani
başlarına bu uğursuzluğun onlar sebebiyle geldiğini düşünüyorlardı. Halbuki
Fâil-i Mutlak Allah olmakla birlikte, uğursuzluğun sebebi bizzat kendileri idi.
Allah katında uğursuz sayılmalarına ve başlarına uğursuzlukların gelmesine
neden, bizzat kendi inkârları ve günahları idi. Lakin çoğu bunu bilmiyordu.
Bilenler de inat ve kibirleri sebebiyle bildiklerinin gereğini yerine
getirmiyordu.
Âyette
geçen اَلتَّطَيُّرُ (tatayyur)
kelimesi bir şeyi; bir hayvanı, insanı
yahut olayı uğursuz sayma demektir. Câhiliye zamanında bir kimse sefere
çıktığında karşı karşıya geldiğı ilk kuş kendisine göre sağ tarafa uçarsa bunu uğurlu,
sol tarafa doğru uçarsa uğursuz sayardı. Dolayısıyla ilk zamanlar hem
uğursuzluğu hem uğurluluğu ifade eden bu kelime ardından yalnızca “uğursuzluk” mânasında
kullanılır olmuştur. Allah Resûlü (s.a.s.), bir şeyi uğursuz saymanın cahiliye
âdeti olduğunu ve bunun İslâm’da yeri olmadığını haber vermektedir. (bk. Buhârî,
Tıp 17, 19; Müslim, Selam 102, 107, 109)
Lakin bazı şeyleri geleceğe ait bir hayır ve ümit vesilesi olarak
görmede bir sakınca olmadığını bildirerek hatta bunu teşvik ve tavsiye
buyurmaktadır. (bk. Buhârî, Tıp 43, 44; Müslim, Selâm 110-113)
İnkâr
ve inatlarında devm etmeleri yüzünden o azgın kavmin üzerine musibetler
şiddetli azap kamçıları halinde peşpeşe inmeye başladı:
A’râf Suresi tefsiri için tıklayınız…
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
A’râf Suresi 131. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…
Kaynak: https://www.islamveihsan.com/



