Kuran-ı Kerim

Yusuf Suresi 107. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Yusuf Suresi 107. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.

Yusuf Suresi 107. ayeti ne anlatıyor? Yusuf Suresi 107. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…

Yusuf Suresi 107. Ayetinin Arapçası:

اَفَاَمِنُٓوا اَنْ تَأْتِيَهُمْ غَاشِيَةٌ مِنْ عَذَابِ اللّٰهِ اَوْ تَأْتِيَهُمُ السَّاعَةُ بَغْتَةً وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ

Yusuf Suresi 107. Ayetinin Meali (Anlamı):

Yoksa onlar, farkında olmadıkları bir sırada Allah’ın azabından kendilerini kuşatacak bir felâketin gelip çatmasından yahut kıyâmetin ansızın başlarında kopmasından emin mi oldular?

Yusuf Suresi 107. Ayetinin Tefsiri:

“Âyet”,
bir şeyin varlığını gösteren işarettir. Bunun sözlü olanları bulunduğu gibi,
fiilî olanları da mevcuttur. İnzal buyrulan ilâhî kitaplar ve son kez inen
Kur’an, Allah’ın varlığını ve birliğini haber veren sözlü âyetlerle doludur.
Bütün alanı ve büyüklüğü ile kâinat ise baştan başa yine Allah’ın
varlığını, birliğini, kudret ve azametini gösteren fiilî âyetlerle dolu bir
sergidir. Gözle görülmeyecek kadar ufak bir nutfeden şu müthiş insanın
yaratılması, denizlerden suyu buharlaştırıp toprağa yağmur indiren tabiat
kanunları, akla ve hayale gelmeyecek kadar çeşitli renk ve vasıftaki hayvanlar,
kuşlar, balıklar ve bitkiler hep Allah’ın birliğinin, bütün bunların bir tek
Yaratıcı aracılığıyla yaratıldığının, düzenlenip yönetildiğinin açık
işaretleridir. Bunların hepsi düşünme ve anlama kabiliyeti olan insanın dikkat
nazarlarına sunulmuştur. İnsanoğlu ilmî, fikrî ve amelî yaşamında bu
hadiselerle daima iç içedir. Bunları düşünüp, bunlara hâkim olan ilâhî
kanunları keşfederek Yaratanını tanıması gerekirken, tam aksine bunları gereği
gibi tefekkürden yüz çevirir; lazım gelen dersi ve ibreti alamaz. Neticede
Allah Teâlâ’ya, O’nun istediği ve razı olduğu biçimde iman edemez. İmanına şirk
karıştırır. Halbuki birinin iman ve hidâyeti bu hayatta en oldukça önemli konudur.
Bu noktada yaşanacak en ufak bir ihmal ve yanlışlık, insanın ebedi
yaşamını felakete sürükler. Dolayısıyla Allah’ın azabı inmeden ve son nefesi
verip mahşerde hesap vermek üzere ilâhî huzura dikilmeden önce, Allah’a nasıl
iman ve kulluk etmek gerekiyorsa öylece iman ve kulluk etme zarureti mevcuttur.
Bunun için de fıtratımıza ilâhî bir cevher olarak yerleştirilmiş bulunan
“basîret”imizi harekete geçirmek yeterli olacaktır:

Yusuf Suresi tefsiri için tıklayınız…

Ayrıca Bakınız.  Hûd Suresi 112. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Yusuf Suresi 107. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…

Kaynak: https://www.islamveihsan.com/

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın