Teravih Namazı Nedir?
Teravih Namazı Nedir?
Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Namaz ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Namaz başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Namaz ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.
Teravih ne demektir? İslam’da teravih namazı var mıdır? Teravih namazı nedir? Teravih namazı kaç rekattır? Teravih namazı sünnet midir? Hadislerle kısaca teravih namazı.
Teravih, Arapça tervîha kelimesinin çoğulu olup, sözlükte “rahatlamak, dinlenmek” demektir. Ramazan ayına mahsus olmak üzere yatsı namazından sonra kılınan bu namazın her dört rekâtının sonundaki oturuş, tervîha olarak adlandırılmış, sonradan bu kelimenin çoğulu olan “teravih” Ramazan gecelerinde kılınan bu nâfile namazın adı olmuştur. Teravih namazı erkeklere ve kadınlara müekked sünnettir. Teravihin cemaatle kılınması kifâî sünnettir.
Hz. Peygamber teravih namazını birkaç gece dışında sürekli olarak olarak tek başına kılmış ve ashab-ı kiramı bu namaza şöyle teşvik etmiştir: “Kim Ramazan ayını inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek ihya ederse geçmiş günahları bağışlanır.” [1]
TERAVİH NAMAZI NE ZAMAN KILINIR?
Teravih namazı yatsı namazından sonra ve vitirden önce kılınır. Bu namazın gece yarısından yahut gecenin üçte birinden sonraya geciktirilmesi müstehap olur. Kılınamayan bir teravih namazı kaza edilmez ve bu namaz tek başına kılınabilir. Lakin cemaatle kılınması daha faziletlidir.
TERAVİH NAMAZI KAÇ REKATTIR?
Teravih namazı yirmi rekâttır. Her iki rekâtta bir selam vererek, on selam ile bitirmek daha faziletlidir. Dört rekâtta bir selam da verilebilir. Sekizde, onda, hatta yirmide bir selam vermek de caizdir. Lakin bu kerahetten hali bulunmaz.
Hanefîler’e göre, teravih namazının rekât sayısı ve düzenli olarak cemaatle kılınması Hz. Ömer’in uygulamasına dayanır. Hz. Ömer ve diğer Râşit halifeler zamanında ve ardından, insanlara Mescid-i Nebevî’de, teravih namazlarının yirmi rekât olarak cemaatle kılınmasına karşı çıkan olmamıştır. Allâh’ın Rasûlü şöyle buyurmuştur: “Benden sonra, benim sünnetimden ve raşit halifelerin sünnetinden ayrılmayın.” [2] Diğer yandan, İbn Abbas (r.a.)’ın Ramazan ayında cemaat dışında teravih namazını yirmi rekât olarak kıldığı, arkasından da üç rekât vitir namazını eda ettiği rivâyet edilmiştir.[3] İmam Mâlik’in Yezîd İbn Rûmân’dan naklettiğine göre, Hz. Ömer zamanında teravih namazları, vitir namazı dışında yirmi rekât olarak kılınmıştır.[4]
TERAVİH NAMAZI SÜNNET MİDİR?
İmam Ebû Hanîfe’ye, Hz. Ömer’in yaptığı uygulama sorulunca şöyle demiştir: “Teravih kuvvetli bir sünnettir. Hz. Ömer onu kendiliğinden çıkarmış değildir. O bu hususta yeni bir şey de icad etmedi. O, fakat bunu kendi bildiği bir delile dayanarak yapmıştır. Rasûlullah’tan bir ahid olarak yapmıştır.” [5]
Diğer yandan, Hz. Âişe (r. anhâ)’den nakledilen bir hadiste, Allah Rasûlü’nün ne Ramazanda ne de Ramazan dışında yatsı namazından sonra on bir rekâttan fazla nâfile namaz kılmadığı rivayet edilmiştir. Bu namazların sekizi teravih, üçü de vitir namazıdır.[6] Yine İbn Hıbban, Sahîh’inde Câbir (r.a.)’den şu hadisi rivâyet etmiştir: “Hz. Peygamber kendilerine sekiz rekât namaz kıldırdıktan sonra vitir namazını kıldırmıştır.” [7]
Bu duruma göre, teravih namazının sekiz rekâtının müekked sünnet olduğunda şüphe yoktur. İbnü’l-Humâm gibi bazı âlimler sekiz rekâttan fazlasının müstehap olduğunu söylemişlerdir.[8].
Dipnotlar:
[1] Buhârî, Salâtü’t-Terâvîh, 1; Müslim, Müsâfirîn, 174. [2] Ebû Dâvûd, Sünnet, 5; Tirmîzî, İlim, 16; İbn Mâce, Mukaddime, 6; Dârimî, Mukaddime, 16; A. İbn Hanbel, IV, 126, 127. [3] Bu hadisi Beyhaki nakletmiş ve şöyle demiştir: Bu hadisi yalnız Ebû Şeybe İbrahim İbn Osman rivayet etmiştir. Ebû Şeybe zayıftır. bk. Şevkânî, age, III, 53. [4] Mâlik, Muvatta’, Salât fî Ramazan, 2, H. No:5. [5] Zühaylî, age, II, 44. [6] Buhârî, Teheccüd, 16, Terâvîh, 2; Müslim, Müsâfirîn, 125; Tirmîzî, Mevâkît, 208; Mâlik, Muvatta’, Salâtü’l-leyl, 9. [7] Şevkânî, age, III, 53. [8] İbnu’l-Hümâm, Fethu’l-Kadîr, I, 333, 334.
Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle Aile İlmihali, Erkam Yayınları
Kaynak: https://www.islamveihsan.com/