Kuran-ı Kerim

Nisâ Suresi 20. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Nisâ Suresi 20. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.

Nisâ Suresi 20. ayeti ne anlatıyor? Nisâ Suresi 20. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…

Nisâ Suresi 20. Ayetinin Arapçası:

وَاِنْ اَرَدْتُمُ اسْتِبْدَالَ زَوْجٍ مَكَانَ زَوْجٍۙ وَاٰتَيْتُمْ اِحْدٰيهُنَّ قِنْطَارًا فَلَا تَأْخُذُوا مِنْهُ شَيْـًٔاۜ اَتَأْخُذُونَهُ بُهْتَانًا وَاِثْمًا مُب۪ينًا

Nisâ Suresi 20. Ayetinin Meali (Anlamı):

Eğer siz bir eşi boşayıp da yerine bir başka eş almak isteğe göre, boşadığınız eşe yüklerle mehir vermiş olsanız bile, ondan hiçbir şeyi geri almayın. Yoksa siz fuhuş yaptı diye eşinize iftira ederek ve apaçık bir vebâl yüklenerek mi verdiğinizi geri alacaksınız?

Nisâ Suresi 20. Ayetinin Tefsiri:

Câhiliye
zamanında, bir kusuru bulunmadığı halde eşinden ayrılmak isteyen bazı erkekler
verdikleri mehri de kurtarmak isterler, bunun için kadını iftirayla tehdit
ederler, kadın bu tehditten yıldığı için istemeye istemeye mehrini iade ederdi.
(bk. Fahreddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-gayb, X, 12) “Yoksa siz onu iftirayla
ve apaçık günahla mı alacaksınız?” ibaresiyle bu eski çirkin âdete işaret
edilmiş ve bunlar yasaklanmıştır.

“Yüklerle”
olarak tercüme edilen اَلْقِنْطَارُ
(kıntâr) kelimesi çokluktan kinayedir. Peygamberimiz (s.a.s.) mehir hususunda
mutad olanın takip edilmesini, aşırı gidilmemesini tavsiye etmiş olmakla
birlikte bu âyetin ifadesinden dolayı âlimler mehrin üst sınırının olmadığını
kabul etmişlerdir. Hz. Ömer, mehrin üst sınırını 1280 gram gümüş olarak
belirlemeye karar vermiş, mescidde minbere çıkarak bu kararını açıklamıştı.
Bunu işiten Kureyşli bir kadın mescide gelip halifeye itiraz et­miş, aralarında
şu konuşma geçmiştir:

“-Ey
müminlerin emîri! Allah’ın kitabı mı yoksa senin emrin mi uygulama önceliğine
sahiptir?”

Bu
soruya taaccüp eden Ömer (r.a.)

“-Tabi
ki Allah’ın kitabı, niçin bunu soruyorsun?” diye karşılık verdi.

Kadının:

“-Sen
biraz önce bireylerin fazla mehir ödemelerini yasakladın, halbuki Allah Teâlâ
kitabında «… Onlardan birine yüklerle mehir vermiş olsanız dahi ondan
hiçbir şeyi geri almayın»
(Nisâ 4/20) buyurmaktadır” demesi üzerine Hz.
Ömer:

“-
Herkes Ömer’den daha balakalı”, bir başka rivayet­te: “Doğru düşünen ve söyleyen
bir kadın, hata eden bir başkan, Allah yardımcı­mız olsun!” demiş; ardından
tekrar minbere çıkarak mescittekilere şunları söyle­miştir:

“-
Sizi, kadınlara mehir verme hususunda aşırı gitmekten menetmiştim. Her­kes
kendi malında dilediğini yapsın, serbestsiniz.” (bk. Fahreddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-gayb,
X, 12)

“Kesin
bir söz” olarak çevrilen
م۪يثَاقًا
غَل۪يظًا
 (mîsâkan galîzan) ibaresi, Allah’ın emri ve Peygamberin sünneti
üzere yapılan nikah akdini ifade eder. Çünkü bu akit hayat boyu güzel
geçinmeyi, bu olmadığı takdirde de güzellikle yolları ayırmayı
gerektirmektedir. Bu akde ve ahde uymayarak, sözde durmayarak verilen bir hakkı
geri almaya çalışmak ise eziyetdür, günahtır.

Şimdi söz, evlenilmesi haram olan kadınlara
getirilerek buyruluyor ki: 

Nisâ Suresi tefsiri için tıklayınız…

Ayrıca Bakınız.  A'râf Suresi 38. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Nisâ Suresi 20. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…

Kaynak: https://www.islamveihsan.com/

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın