Hicr Suresi 46. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Hicr Suresi 46. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.
Hicr Suresi 46. ayeti ne anlatıyor? Hicr Suresi 46. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…
Hicr Suresi 46. Ayetinin Arapçası:
اُدْخُلُوهَا بِسَلَامٍ اٰمِن۪ينَ
Hicr Suresi 46. Ayetinin Meali (Anlamı):
Kendilerine: “Huzur, selâmet ve tam bir emniyet içinde girin cennetlere!” denir.
Hicr Suresi 46. Ayetinin Tefsiri:
Müttakîler,
Allah’tan korkan, günahlardan sakınan; şeytanı bırakıp Peygamber’e tabi olan;
azalarını günahlardan ve kalbini her türlü kötü sıfattan temizleyen; Allah’ın
emir ve yasakları çerçevesinde yaşayan kimselerdir. Bu bahtiyar bireyler
cennetlere girecek, pınar başlarında oturacak, her türlü hâricî ve dâhilî
tehlikelerden emniyet içinde olacaklardır. Bütün hastalık, yaşlılık, fanilik
ve kötülüklerden selâmette olacaklardır. Cenâb-ı Hak, onların göğüslerinde
bulunan her türlü kini, kıskançlığı, nefreti söküp atacak; cennetlikler
birbirlerine gerçekten dost olacaklar, koltuklar üzerinde karşılıklı oturup
muhabbet edeceklerdir. Demek ki, dostluk ve kardeşliğe mâni olan en mühim şey
gönüllerdeki kin, kıskançlık ve haset duygularıdır. Mü’min, bu kötü duygulardan
kurtulduğu nispette ferahlayacak, dostları artacak ve dünya çapında bile cennet
huzuru yaşamaya başlayacaktır. Lakin nefse iyice yerleşmiş bulunan bu zararları
duyguları temizlemek o kadar kolay değildir. Şu nükteli izah bu gerçeği daha
iyi anlamamıza yol gösterecektır:
Allah
Teâlâ Hz. İbrâhim’e Kâbe’yi yapmasını emretmiş ve orasını temiz tutması için de
“…Evimi her türlü kirden temiz tut” (Hac 23/26) buyurmuştur. Resûlullah
(s.a.s.)’e elbisesini temizlemesini emrederek: “Elbiseni tertemiz tut”
(Müddessir 74/4) buyurmuştur. Yine Cibrîl (a.s.)’a Peygamberimiz (s.a.s.)’in
kalbini yıkamasını emretmiş, o da onu yıkayıp temizlemiştir. Lakin asilerin
kalplerini temizlemeyi kendi üzerine alarak: “Biz onların kalplerinde kin ve
nefret adına ne varsa hepsini söküp atarız” (Hicr 15/47) buyurmuştur. Bunda
hem Cenâb-ı Hakk’ın kullarına olan merhametine, hem de işin zorluğuna bir
işaret mevcuttur. Üstelik Rabbimizin bunu cennette yapacağını düşündüğümüzde,
gerçekten iç âlemi bu tür menfî his ve temâyüllerden tamâmen temizlemenin ne
kadar zor bir mücâdeleyi gerektirdiği anlaşılmaktadır. Bu nedenledir ki,
tasavvuf erbabı nefis tezkiyesi ve kalp tasfiyesi üzerinde özenle durmakta
ve bütün terbiye faaliyetlerini bu nokta üzerinde yürütmektedirler. İşin
zorluğunu ifade yönünden sûfiler şöyle demişlerdir:
“Nefsin
en ufak bir hastalığını tedavi edebilmek, iğneyle kuyu kazmaktan, dağlarda
tünel kazmaktan daha zordur.”
Yine
cennetliklere orada hiçbir yorgunluk dokunmayacak; ne isterlerse zahmetsiz ve
sıkıntısız kendilerine ikram edilecektir. Orada sonsuza kadar kalacaklar,
oradan asla çıkarılmayacaklardır. Allah Resûlü (s.a.s.) cennetliklerin bir
kısım durumlarını şöyle haber verir:
“Cennete
girecek ilk zümrenin yüzleri, geceleyin parıldayan ayın on dördü gibi göz alıcı
olacaktır. Onlar orada tükürmez, sümkürmez, ufak ve büyük abdest bozmazlar.
Orada kapları altın, tarakları altın ve gümüş, buhurdanlıkları güzel tütsü,
terleri ise misk olur. Her birinin ikişer eşi olur. Güzelliklerinden ötürü
onların etlerinin ötesinden baldırlarının içi gözükür. Aralarında ne bir
anlaşmazlık, ne de gönüllerinde birisine öfke bulunur. Gönüllü ve tabiî olarak
sabah-akşam Allah’ı tesbih ederler.” (Buhârî, Enbiyâ’ 1; Müslim, Cennet 14, 16)
Bunun
için Yüce Rabbimiz buyuruyor ki:
Hicr Suresi tefsiri için tıklayınız…
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Hicr Suresi 46. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…
Kaynak: https://www.islamveihsan.com/