Kuran-ı Kerim

Mâide Suresi 51. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Mâide Suresi 51. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.

Mâide Suresi 51. ayeti ne anlatıyor? Mâide Suresi 51. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…

Mâide Suresi 51. Ayetinin Arapçası:

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الْيَهُودَ وَالنَّصَارٰٓى اَوْلِيَٓاءَۢ بَعْضُهُمْ اَوْلِيَٓاءُ بَعْضٍۜ وَمَنْ يَتَوَلَّهُمْ مِنْكُمْ فَاِنَّهُ مِنْهُمْۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِم۪ينَ

Mâide Suresi 51. Ayetinin Meali (Anlamı):

Ey iman edenler! Yahudi ve hıristiyanları dost ve sırdaş edinmeyin. Çünkü onlar birbirinin dostudur. Sizden kim onları dost edinirse, kesinlikle onlardan olur. Şüphesiz ki Allah, zâlimler topluluğunu doğru yola erdirmez.

Mâide Suresi 51. Ayetinin Tefsiri:

  اَلْوَلِيُّ (velî), araya başka bir
yabancının girmeyeceği kadar yakın dost, arkadaş ve yardımcı demektir. Cenâb-ı
Hak mü’minlerden, yahudi ve hıristiyanları bu biçimde gizli sırlarını
açabilecekleri, sırtlarını dayayabilecekleri ve mühim işlerini havâle
edebilecekleri dostlar edinmemelerini istemektedir. Çünkü yahudiler yahudilerin,
hıristiyanlar da hıristiyanların dostu olup kendilerinin iyiliklerini, müslümanların
ise kötülüklerini isterler. Bu nedenle mü’minlerden her kim onları dost
edinirse o da onlardan olur. Düşünce ve davranışta onlara benzemiş ve onların
huyunu kapmış olur. O artık onların istek ve arzuları istikametinde hareket
eder. Neticede onların yoluna girip âhirette de onlarla birlikte haşrolunur.
Zira Allah, zâlimler topluluğunu doğru yola çıkarmaz. Zâlimleri dost edinenler
de aynı âkıbete düçar kalırlar.

51-52.
âyetlerin iniş sebebiyle alâkalı şöyle bir rivayet nakledilir:

Hâris
oğullarından Ubâde b. Sâmit (r.a.) Resûl-i Ekrem (s.a.s.)’e gelip: “Ey Allah’ın
Rasûlü, benim yahudilerden birden çok dostum var. Onların dar zamanımda bana
yardım edeceklerinden de eminim. Ama ben, o yahudi dostlarımın dostluğunu terk
edip Allah ve Rasûlü’ün dostluğuna dönüyorum; Allah’a ve Rasûlü’ne dostluk besliyorum”
dedi. Orada bulunan Abdullah b. Übeyy ise: “Ben, zamanın ilerde başımıza
getirebileceği felâketlerden korkan bir adamım. Onun için önceki dostlarımın
dostluğundan ayrılacak değilim” dedi. Peygamberimiz ona: “Ey Ebu’l-Hubâb,
yahudilerin dostluğunu Ubâde  b.
Sâmit’inkine tercih ediyorsan buyur öyle yap!”
buyurdu. Abdullah b. Übeyy
de: “Evet öyle yaptım” deyince bu (51 ve 52.) âyetler indi. (Taberî, Câmi‘u’l-beyân,
VI, 372; Vâhidî, Esbâbu’n-nüzûl, s. 200-201)

Dostluk
hususunda Ehl-i kitapla mü’minler içinde bocalayan münafıkların durumunu
ortaya koymak üzere şöyle buyruluyor:

Mâide Suresi tefsiri için tıklayınız…

Ayrıca Bakınız.  Yunus Suresi 12. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Mâide Suresi 51. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…

Kaynak: https://www.islamveihsan.com/

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın