Hûd Suresi 53. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Hûd Suresi 53. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.
Hûd Suresi 53. ayeti ne anlatıyor? Hûd Suresi 53. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…
Hûd Suresi 53. Ayetinin Arapçası:
قَالُوا يَا هُودُ مَا جِئْتَنَا بِبَيِّنَةٍ وَمَا نَحْنُ بِتَارِك۪ٓي اٰلِهَتِنَا عَنْ قَوْلِكَ وَمَا نَحْنُ لَكَ بِمُؤْمِن۪ينَ
Hûd Suresi 53. Ayetinin Meali (Anlamı):
Kavmi şöyle dedi: “Ey Hûd! Sen bize iddianı ispat edecek açık bir mûcize göstermedin. Biz de, yalnızca senin sözüne bakarak kalkıp tanrılarımızı terk edecek değiliz; sana inanacak da değiliz.”
Hûd Suresi 53. Ayetinin Tefsiri:
Âd
kavmi, Hz. Hûd’un, Allah aracılığıyla gönderildiğini ve anlattığı bilgilerin
gerçek olduğunu kesinlikle ispatlayacak apaçık bir delil, bir mûcize
getirmediğini ileri sürerek onu yalanladılar. Onun sözüne güvenerek putlarını
terk etmeyeceklerini dile getirdiler. Hatta “tanrılarımızdan biri seni fena halde
çarpmış” diyerek onunla alay ettiler; onu delilik ve çılgınlıkla suçladılar.
Kavminin bu inkâr ve hezeyanına Hz. Hûd, peygambere yakışan bir vakar, cesâret,
yüreklilik ve korkusuzlukla yanıt verdi. Allah’ı ve kendini delilikle suçlayan
kavmini şâhit tutarak Allah’tan başka taptıkları bütün putlardan kesinlikle
uzak olduğunu ilan etti. Sadece kendisine fenâlık yaptığını iddia ettikleri
bazı tanrıları değil, bütün ortakları ve topyekün hepsi toplanarak ona fenâlık
yapmak için diledikleri planı yapıp uygulamaları, istedikleri oyunu oynamaları
için meydan okudu. Ellerinden geleni geri koymamalarını, ne kötülük
biliyorlarsa hemen yapmalarını, bu hususta bir an bile beklememelerini istedi.
Ne onlardan ne de tanrı diye taptıkları putlardan asla korkmadığını haykırdı.
Dayandığı nokta şuydu: O tevekkül edilecek yegâne varlığa güvenmiş, sırtını
Âlemlerin Rabbi Allah’a dayamış ve sığınılacak en emin yere sığınmıştı. O Allah
ki, yeryüzünde kımıldayan en küçüğünden en büyüğüne kadar bütün canlıların
yaratılması, yaşaması ve yönetilmesi O’nun kudret elindedir. Her şey O’nun
mülkiyet ve tasarrufundadır. O’nun izni olmadan bir karınca bile hareket
edemez, en ufak bir sinek bile kanadını çırpamaz, milyarlarca ağacın bir
yaprağı bile kımıldayamaz. İşte O Allah doğruluğun hâmisi, doğruların
yardımcısıdır. O’nun hâkimiyetini icrâsında, her türlü hüküm ve tasarrufunda
tuttuğu yol mutlak doğru ve mutlak âdil bir yoldur. Dolayısıyla O’nun rızâsı,
hak, doğruluk ve adâlet ölçülerine göre iş yapanlarla birliktedir.
Bu
nasihatlerden sonra Hz. Hûd, davetini kabul etmedikleri takdirde Allah
Teâlâ’nın onları helak edip yerlerine başka bir kavim getireceğini söylemekle,
artık helakin yaklaştığı ikazında bulundu. Lakin mücrim ve isyankâr kavmin asla
intibâha gelecek hali yoktu:
Hûd Suresi tefsiri için tıklayınız…
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Hûd Suresi 53. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…
Kaynak: https://www.islamveihsan.com/