Kuran-ı Kerim

Hûd Suresi 114. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Hûd Suresi 114. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.

Hûd Suresi 114. ayeti ne anlatıyor? Hûd Suresi 114. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…

Hûd Suresi 114. Ayetinin Arapçası:

وَاَقِمِ الصَّلٰوةَ طَرَفَيِ النَّهَارِ وَزُلَفًا مِنَ الَّيْلِۜ اِنَّ الْحَسَنَاتِ يُذْهِبْنَ السَّيِّـَٔاتِۜ ذٰلِكَ ذِكْرٰى لِلذَّاكِر۪ينَۚ

Hûd Suresi 114. Ayetinin Meali (Anlamı):

Gündüzün iki tarafında ve gecenin gündüze yakın saatleri civarında namazı dosdoğru kıl. Şüphesiz ki iyilikler kötülükleri giderir. Bu buyruklar, ibret ve öğüt almasını bilenlere bir hatırlatmadır.

Hûd Suresi 114. Ayetinin Tefsiri:

Burada
bir günde edâ edilmesi farz olan beş vakit namaza manasına gelmektedir. “Gündüzün
iki tarafı”
ndan maksat, öğle ve ikindi namazları; “gecenin gündüze yakın
saatleri”
nden maksat ise akşam, yatsı ve sabah namazlarıdır. Çünkü اَلزُّلَفُ (zülef) kelimesi, vakit ve yakınlık
mânasına gelen “zülfe” kelimesinin çoğuludur. Arapça da çoğul ise en az üçtür.
Buna göre sabah namazı gün doğmasına yakın, akşam ve yatsı namazları ise
güneşin batmasına yakın saatlerde kılınmakla bu üçlüyü ifade ederler.
Namazların bildiğimiz beş vakitte kılınması, bunun gibi başka âyetlerle (bk.
İsrâ 17/78; Tâhâ 20/130), hadis-i şeriflerle ve ümmetin icmaıyla sabittir.

Âyetin
“Şüphesiz ki iyilikler kötülükleri giderir”
(Hûd 11/114) bölümünde
sözü edilen “iyilikler”den maksat, sözün geliminden de anlaşılacağı üzere
ilk kez beş vakit namazdır. Yani her namaz bir “hasene: iyilik”, beş vakit
namaz ise “hasenât: iyilikler”dir. İyiliklere devam edildikçe kötülükler
silinir gider. Buna göre beş vakit namaza devam ettikçe, arada beşeriyet icabı
işlenen bazı kötülükler de kaybolur. Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Büyük
günahlardan uzak durulduğu takdirde, bir namaz diğer namaza kadar olan
günahlara kefarettir.”
(Müslim, Tahâret 16) Şu âyet-i kerîme ise hakîkati
daha açık bir biçimde beyân eder: “Bütün şartlarına riâyet edilerek hakkiyle
kılınan namaz, insanı her türlü hayasızlıktan, dînin ve aklın kabul etmediği
şeylerden alıkoyar.”
(Ankebût 29/45)

Lakin
iyiliklerin kötülükleri silip götürmesi yalnızca namaza mahsus bir durum
değildir. Namaz yalnızca misal olarak verilmiştir. Aynı durum diğer iyilikler
için de geçerlidir. İnsanın imanla birlikte yaptığı her türlü iyilik onu
kötülüklerden uzaklaştırır, yaptığı kötülüklerin affedilmesine, hatta onları
iyiliğe dönüşmesine vesile olur. Bu mânada şu âyet-i kerîme ne kadar ümit
bahşedicidir: “Lakin tevbe edip inanan ve sâlih ameller işleyenler müstesnâ.
Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirecektir. Allah çok bağışlayıcıdır,
engin merhamet sahibidir.”
(Furkan 25/70)

Rabbimizin
öğütlerine kulağını ve kalbini verenler, sabırla iyilik yapmaya devam edenler
bu güzel müjdelerden bol bol istifade edeceklerdir. Çünkü Yüce Allah, iyilik
yapanların emeklerini boşa çıkarmayacak, mükâfâtlarını asla zayi etmeyecek,
bilakis onlara lutuf ve kerem hazinelerinden kat kat ihsanda bulunacaktır.

Mü’minler
fakat böyle bir İslâmî anlayış ve kulluk şuuru ile hem kendilerini
haksızlıklardan uzak tutabilir, hem de dünya çapında yapılan eziyet ve haksızlıkların
önüne geçebilirler. Nitekim insanlık tarihine bir göz atıldığında, zulme karşı
seslerini yükseltmedikleri için zâlimlerle birlikte helak olan nice toplumların
bulunduğu görülecektir:

Hûd Suresi tefsiri için tıklayınız…

Ayrıca Bakınız.  A'râf Suresi 65. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Hûd Suresi 114. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…

Kaynak: https://www.islamveihsan.com/

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın