Kuran-ı Kerim

Bakara Suresi 283. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Bakara Suresi 283. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.

Bakara Suresi 283. ayeti ne anlatıyor? Bakara Suresi 283. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…

Bakara Suresi 283. Ayetinin Arapçası:

وَاِنْ كُنْتُمْ عَلٰى سَفَرٍ وَلَمْ تَجِدُوا كَاتِبًا فَرِهَانٌ مَقْبُوضَةٌۜ فَاِنْ اَمِنَ بَعْضُكُمْ بَعْضًا فَلْيُؤَدِّ الَّذِي اؤْتُمِنَ اَمَانَتَهُ وَلْيَتَّقِ اللّٰهَ رَبَّهُۜ وَلَا تَكْتُمُوا الشَّهَادَةَۜ وَمَنْ يَكْتُمْهَا فَاِنَّهُٓ اٰثِمٌ قَلْبُهُۜ وَاللّٰهُ بِمَا تَعْمَلُونَ عَل۪يمٌ۟

Bakara Suresi 283. Ayetinin Meali (Anlamı):

Seferde olur da yazacak birini bulamazsanız, borç karşılığında rehin alırsınız. Birbirinize güvenir de rehin almazsanız, kendine güvenilen kişi borcunu ödesin ve Rabbi olan Allah’tan korksun. Şâhitliği de gizlemeyin. Kim onu gizlerse, kuşkusuz o, kalbi günaha batmış bir kimsedir. Allah, yaptığınız her şeyi hakkiyle bilendir.

Bakara Suresi 283. Ayetinin Tefsiri:

Verilecek
borca karşılık rehin almak, yalnızca yolculukla alakalı bir durum değildir.
Normal şartlarda da rehin alınıp verilebilir. Nitekim Allah Resûlü (s.a.s.),
Medine’de bir yahudiden aldığı bir miktar arpa karşılığında zırhını ona rehin
olarak vermiştir. (Buhârî, Buyû‘ 33; Müslim, Müsâkât 124) Âyette özellikle
yolculukla alakalı olarak zikredilmesi, yolculukta borcu yazacak bir kâtip ve
kalem, kağıt ve mürekkep gibi yazı malzemelerini bulmanın zorluğu sebebiyledir.
Alınan rehin, borcun ödenmesini teminat altına alacak bir vesika yerine geçer.

282
ve 283. âyetlerde karşılıklı borçlanmalarda borcun tam anlamıyla ve zamanında
ödenmesini garanti altına almak için üç çeşit uygulamadan bahsedildi. Bunlar
yazmak, şâhit tutmak ve rehin almaktır. Her hak sahibine hakkını verebilmek ve
kimsenin en ufak bir zarar görmemesini sağlayabilmek için bunların tatbikatına
itina gösterilmesi icab eder. Lakin borç veren ve alan birbirlerine
güvendikleri takdirde, bu üç uygulamadan herhangi birine başvurmadan da
borçlaşmaları caizdir. Dinde mühim olan kalplerde bu emniyet hissini
geliştirmek, güvene karşı hıyânet etmemeyi, sırf Allah korkusuyla emâneti
yerine getirebilmeyi bütün borç ilişkilerine yaymaktır. Zira teminat alınsa
bile, bireylerde emânet şuuru ve mesûliyet duygusu kökleşmediği takdirde, borcun
taraflarının birbirine haksızlık yapmalarına mâni olmak çoğu kez olabilecek
olmayabilir.

Hiçbir
kimseye bildiği bir hususta şâhitliği gizlemesi caiz değildir. Dolayısıyla
hakkın yerini bulması için şâhitlikten kaçınmamak hem de görüp bildiğimiz
doğruyu gizlememek gerekir. Borç alanlar da borçları ne ise onu olduğu biçimde
söylemeli, inkâr etmeye kalkışmamalıdırlar. Çünkü bunları gizlemek büyük bir
günahtır. Bunlar esasta kalbi ilgilendiren işler olduğu için kalbe isnad
edilmiş ve böyle yapanların kalplerinin günahkâr olduğu beyân buyrulmuştur.

Hangi
şartlar altında olursa olsun şâhitliğin ifâ edilmesi lâzım geldiği ile ilgili
âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:

“Ey iman edenler! Kendinizin, ana-babanızın ve yakın akrabanızın
aleyhinde bile olsa, Allah için doğru dürüst şâhidlik yaparak, adâleti titizlikle
ayakta tutan kimseler olun! Hakkında şâhidlik yaptığınız kimse zengin de olsa
yoksul de olsa böyle davranın. Çünkü Allah, ikisine de sizden daha yakındır,
hâllerini daha iyi bilir. Şu hâlde, sakın âdil davranmaktan yüz çevirip nefsin
arzularına uymayın. Eğer dilinizi eğip büker, gerçeği olduğu gibi söylemekten
çekinir yahut büsbütün ondan yüz çevirirseniz, başınıza geleceği siz düşünün! Zira
Allah, yaptığınız her şeyden hakkıyla haberdardır.”
((Nisâ 4/135;
Ayrıca bk. Mâide 5/8)

İbn
Abbas (r.a.)’den nakledilen bir rivayete göre şu üç şey büyük günahlardan olup,
bunlardan uzak durulmalıdır:

    Allah’a şirk
koşmak. Bu hususta, “Şunu bilin ki, kim Allah’a şirk koşarsa, Allah ona
cenneti haram kılmıştır ve onun varacağı yer ateştir”
(Mâide 5/72)
buyrulmuştur.

    Yalancı şâhitlik
yapmak.

    Şahidliği
gizlemek. (bk. Taberî, Câmi‘u’l-beyân, III, 191)

Zira
Allah her şeyi, içimizden geçen en ince duygu ve düşünceleri bile tam anlamıyla çok
iyi bilmektedir. Nitekim gelen âyet bu hususa ışık tutmaktadır:

Bakara Suresi tefsiri için tıklayınız…

Ayrıca Bakınız.  Enfâl Suresi 70. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Bakara Suresi 283. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…

Kaynak: https://www.islamveihsan.com/

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın