Kuran-ı Kerim

Bakara Suresi 219. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Bakara Suresi 219. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.

Bakara Suresi 219. ayeti ne anlatıyor? Bakara Suresi 219. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…

Bakara Suresi 219. Ayetinin Arapçası:

يَسْـَٔلُونَكَ عَنِ الْخَمْرِ وَالْمَيْسِرِۜ قُلْ ف۪يهِمَٓا اِثْمٌ كَب۪يرٌ وَمَنَافِعُ لِلنَّاسِۘ وَاِثْمُهُمَٓا اَكْبَرُ مِنْ نَفْعِهِمَاۜ وَيَسْـَٔلُونَكَ مَاذَا يُنْفِقُونَۜ قُلِ الْعَفْوَۜ كَذٰلِكَ يُبَيِّنُ اللّٰهُ لَكُمُ الْاٰيَاتِ لَعَلَّكُمْ تَتَفَكَّرُونَۙ

Bakara Suresi 219. Ayetinin Meali (Anlamı):

Rasûlüm! Sana içki ve kumarın hükmünü soruyorlar. Şöyle de: “Onlarda büyük bir günah ve zarar, bununla birlikte insanlar için birtakım faydalar da mevcuttur; fakat günah ve zararları faydalarından daha büyüktür.” Yine sana Allah yolunda neyi harcayacaklarını soruyorlar. De ki: “İhtiyaç fazlası olup kolayınıza geleni verin.” Allah, etraflıca düşünesiniz diye size âyetleri böylece açıklıyor.

Bakara Suresi 219. Ayetinin Tefsiri:

Âyet-i
kerîmenin iniş sebebi şöyledir: Hz. Ömer, Muâz b. Cebel ve bir grup Ensar,  Resûlullah (s.a.s.)’e geldiler ve: “Ey
Allah’ın Rasûlü, bize içki ve kumar ile ilgili bir fetva ver; birisi aklı
gideriyor, diğeri malı zayi ediyor” dediler. İşte bunun üzerine bu âyet nâzil
oldu. (Vâhidî, Esbâbu’n-nüzûl, s. 73)

Bu
âyet-i kerîmeyle içki ve kumar kesinlikle yasaklanmamakta, fakat bunların
artık yasaklanacağına dair çok ciddi ikazlar yapılmaktadır. Bu nedenledir ki
bu âyetin inmesinden sonra birden fazla müslüman içki içmeyi ve kumar oynamayı terk
etmiştir. İçki ve kumarı kesinlikle ise Mâide sûresi 90-91. âyet-i kerîmeler
yasaklamıştır.

Âyette
geçen الْخَمْرُ (hamr) kelimesi
sözlükte örtmek demektir. Sarhoş edici içkilere, insan aklını örtüp onu iyiyi
kötüden ayıramaz hale getirmesi sebebiyle “hamr” ismi verilmiştir. Peygamber
Efendimiz şöyle buyurmaktadır:

“Hamr, üzüm suyundan, kuru üzüm, kuru hurma, buğday, arpa ve
mısırdan olur. Hamr, aklı örten ve sarhoş eden nesnedir.”
(Ebû Dâvûd,
Eşribe 1)

“Sarhoş eden her şey hamrdır ve sarhoş eden her şey haramdır.” (Müslim,
Eşribe 73-75; Tirmizî, Eşribe 1-2)

“Çoğu sarhoş eden şeyin azı da haramdır.” (Ebû Dâvûd,
Eşribe 5; Tirmizî, Eşribe 3)

Bu
hadis-i şeriflerden hareketle muteber İslâm fıkıh mezheplerinin tamamı:
“Sarhoşluk veren nesnelerin azı da çoğu da haramdır; bunlar içilemez ve vücuda
alınamaz” hükmünde birleşmişlerdir.

Âyetteki
الْمَيْسِرُ (meysir), kumar demektir. Kumar ise zar
gibi ne bulunacağı belli olmayan tehlikeli bir şeye bağlanarak mal vermek yahut
almaktır. “Meysir” kelimesinin aslında “kolaylık” ve “soygun” mânaları mevcuttur.
Zira kumar, malı herhangi bir yorgunluk ve kuvvetlik çekmeksizin alma yoludur.
Yine o bir çeşit soygundur. Haksız yollardan ve rahatlıkla mal kazanmaya neden
olan bütün kumar çeşitleri, hatta çocukların ceviz ve benzeri şeylerle
oynadıkları oyunlara kadar hepsi âyetin muhtevasına dâhildir.

İçki
ve kumarın hem fert hem de toplum yaşamına çok büyük zararları mevcuttur. Bu
nedenle onların kullanımında büyük bir günah mevcuttur. Her ikisi de malların
yok ve bireylerin perişan olmasına nedentir. İnsanlar içinde kin ve nefretin
oluşmasına yol açarlar. Allah’a kulluğa, O’nu zikretmeye, namazı vaktinde
kılmaya ve vakti en faydalı şeylerle geçirmeye mani olurlar. Genelde biri
diğerine sürükler; bunun için birlikte zikredilmişlerdir. Özellikle içki, akıl
ve iradenin doğru kullanılmasını önüne geçer, giderek alışkanlık yapar ve insan
sağlığına zarar verir. Kumar ise insanları tembelliğe, çalışıp gayret
göstermeden yiyip içmeye sevkeder.

Bunlarda
dünyevi olarak insanlar için bir takım geçici menfaatler de söz konusudur.
Mesela içki satan kimseler bir takım ticâri faydalar sağlayabilirler.  Ayrıca içki, zayıf yapılı olan bireylere
kısmen kuvvet verebilir. Yenen şeylerin hazmını kolay bir hale getirir. Geçici zevklere,
neşelenmeye ve dertleri unutmaya yarar. Kumar da, dünyevi olarak, herhangi bir risk,
çalışma, kuvvetlik ve yorgunluk olmaksızın mal elde etmeye vesile olur.  Lakin içki ve kumarın günah ve zararları,
faydalarıyla ölçülmeyecek derecede çok ve büyüktür. Faydaları az, değersiz ve
geçici; zararları ise büyük ve kalıcıdır. Dünyada ferdin beden, ruh ve ahlâkını,
buna ilaveten toplumun birlik ve düzenini tahrip ettikleri gibi, âhiretteki
vebâlleri de bi hayli ağırdır.

Dolayısıyla
içki ve kumarı terk etmek, onlar yüzünden isrâf edilen malları iyilik
yollarında harcamak gerekir. Bu bakımdan âyetin devamında “Allah yolunda
nelerin harcanması gerektiği” sorusuna “afv”ın harcanması emredilmektedir.
Burada الْعَفْوُ  (afv), “ihtiyaç fazlası olup rahatlıkla infak
edilebilecek şey” mânasında kullanılmıştır. İnsan ilk kez kendi
gereksinimlerini, ailesinin, ana babasının ve geçiminden sorumlu olduğu diğer
kimselerin gereksinimlerini karşılayacak, bunlardan arta kalan malından da gönül
hoşluğuyla Allah yolunda harcayacaktır. Kendisinin ve yakınlarının muhtaç
olduğu malları bir başkasına vermek zor olduğundan, âyette böyle bir teklifte
bulunulmamıştır. Zaten İslâm’da, iyilik yapacağım diye aile efradını nafakasız
bırakmak caiz görülmemiştir. Lakin şahsî ve ailevî ihtiyaçtan fazla kalan malın
olabildiği kadar yoksullara verilmesine de bir teşvik mevcuttur. Zira yoksul ve
yoksulların zaruri gereksinimlerini karşılayarak toplumsal adâletin sağlanabilmesi
için, zenginlerin vereceği farz olan zekâtla sınırlı kalınmayıp, nâfile sadaka
ve infaklara da ağırlık verilmelidir.

Yetimlerin haklarını koruma ve onların iyiliğine
olan şeyleri yapmaya gelince:

Bakara Suresi tefsiri için tıklayınız…

Ayrıca Bakınız.  Hûd Suresi 115. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Bakara Suresi 219. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…

Kaynak: https://www.islamveihsan.com/

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın