A’râf Suresi 180. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

A’râf Suresi 180. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.
A’râf Suresi 180. ayeti ne anlatıyor? A’râf Suresi 180. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…
A’râf Suresi 180. Ayetinin Arapçası:
وَلِلّٰهِ الْاَسْمَٓاءُ الْحُسْنٰى فَادْعُوهُ بِهَاۖ وَذَرُوا الَّذ۪ينَ يُلْحِدُونَ ف۪ٓي اَسْمَٓائِه۪ۜ سَيُجْزَوْنَ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
A’râf Suresi 180. Ayetinin Meali (Anlamı):
En güzel isimler Allah’ındır; siz O’na bu isimlerle dua edin. O’nun isimleri hususunda haktan sapanları kendi hallerine bırakın. Çünkü onlar, yaptıklarının cezasını çekeceklerdir.
A’râf Suresi 180. Ayetinin Tefsiri:
Âyetin
şöyle bir iniş sebebi mevcuttur: Bir müslüman namaz kılarken bir keresinde Allah
ismiyle, bir keresinde de Rahman ismiyle dua etmişti. Ya da “Yâ Rahmân, yâ
Rahîm” diyerek Allah’a yalvarmıştı. Bunu duyan müşriklerden biri: “Muhammed ve ashâbı
bir Rabbe taptıklarını iddia etmiyorlar mı? Bu adama ne oluyor ki iki Rabbe dua
ediyor!” demiş, bunun üzerine Allah Tealâ bu âyet-i indirmiştir. (Kurtubî, el-Câmi‘,
VII, 325)
Âyette
geçen اَلْاَسْمَاۤءُ الْحُسْنٰى (el-esmâü’l-hüsnâ) ifadesi, “en güzel isimler”
mânasına gelir. Cenâb-ı Hakk’ın isim ve sıfatlarının böyle güzellikle
vasıflandırılmasının hikmetlerinden bazıları şöyledir:
Bu isimler, Yüce Rabbimizin pek yüce, müteâl bir zat olduğunu
ifade eder ve kullarda büyük bir tâzim ve hürmet hissi uyandırır. Bunları
işitmek kulaklara ve kalplere sonsuz bir lezzet ve halâvet verir.
Zikir ve dua olarak okunduğunda kabule vesile olur, sevap
kazandırır.
Kalplere huzur verir, rahmet ümidi aşılar.
En yüce varlık olan Allah’ın isimlerini, mânalarını anlayarak
okumak, okuyanının değerini yüceltir ve güzelliğini artırır.
Bu isimler Allah Teâlâ ile ilgili bilinmesi ve inanılması gereken
zaruri bilgileri açıkladıklerinden bu isimleri bilip okumak kâmil bir imanın
teşekkülüne vesile olur. Bu nedenle Allah Resûlü (s.a.s.): “Allah’ın doksan
dokuz ismi vardır. Kim bunları
ezberleyip sayabilirse cennete girer” (Buhâri, Da‘avat 68; Müslim, Zikir 5) hadisini de bu
istikâmette anlamak gerekir.
Rabbimizin
en yüce ismi “Allah”tır. Cenâb-ı Hakk’ın zâtının eşi ve benzeri olmadığı gibi,
Allah isminin de eşi ve benzeri yoktur. Yaratıklardan hiç kimseye bu isim verilemez,
verilmemiştir. Bu isim, bunun yanı sıra, Kur’an ve sünnette geçen Allah’ın zât,
sıfat ve fiillerine ait bütün esmâ-i hüsnâyı da içine alır. Allah tek olduğu
halde, Kur’ân-ı Kerîm’de “Biz, biz yarattık, biz indirdik…” gibi çoğul
sîğasının kullanılmasındaki azamet ve ihtişam, işte bu ilâhî isim ve sıfatların
bir araya gelmesinden doğan azamet ve yüceliği beyân eder.
Allah
Teâlâ’ya, Kur’an ve sahih sünnette bulunan bu güzel isimlerle dua edilmeli;
O’na nispeti doğru ve kesin olmayan isimleri zikrederek dua edilmemelidir.
Allah’ın güzel isimlerini kullanmada doğru yoldan sapıp bâtıla meyledenleri de
kendi hallerine bırakmak, onlarla tartışmaya bile girmemek gerekir.
Esmâ-i
hüsnâ’nın kullanılmasında eğriliğe sapmak şu yollarla olabilir:
› Müşriklerin
yaptığı gibi Allah’ın isimlerinde değişiklik yapmak. Çünkü onlar, Allah’ın
isimlerini değiştirip putlarına ad olarak veriyorlardı. Mesela “Lât”
kelimesini “Allah” lafza-i celâlinden, “Uzzâ” ismini “Aziz” isminden, “Menât”
ismini ise “Mennân” isminden almışlardı.
› Bu isimlere
fazlalık ilave etmek yahut noksanlıklar yapmak.
› Allah’ı baba,
oğul gibi yalnızca yaratılmışlara ait isim ve sıfatlarla anmak,
› Allah’ın
isimlerini tamamen inkâr etmek.
Dolayısıyla
yüce Allah’a, O’na ait olmayan isimlerle hitap etmek, O’na, şânına yakışmayan
fiiller isnad etmek, isimlerinde fazlalık yahut noksanlık yapmak ve sonsuz
yüceliğine uygun düşmeyecek dualar ihdas etmek açık bir sapıklıktır.
Şunu
belirtmek gerekir ki, Allah Teâlâ’yı şânına layık isim ve sıfatlarıyla tanıyıp
O’na layık kul olmaya çalışanlar şu âyetin övgüyle bahsettiği hak ve adaletle
mâruf erlerden olacaklardır:
A’râf Suresi tefsiri için tıklayınız…
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
A’râf Suresi 180. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…
Kaynak: https://www.islamveihsan.com/