Kuran-ı Kerim

Âl-i İmrân Suresi 95. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Âl-i İmrân Suresi 95. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.

Âl-i İmrân Suresi 95. ayeti ne anlatıyor? Âl-i İmrân Suresi 95. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…

Âl-i İmrân Suresi 95. Ayetinin Arapçası:

قُلْ صَدَقَ اللّٰهُ فَاتَّبِعُوا مِلَّةَ اِبْرٰه۪يمَ حَن۪يفًاۜ وَمَا كَانَ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَ

Âl-i İmrân Suresi 95. Ayetinin Meali (Anlamı):

De ki: “Allah doğru söylemiştir. O halde temiz bir kalp ve dupduru bir tevhid inancı içinde İbrâhim’in dinine tâbi olun. O, asla müşriklerden olmamıştı.”

Âl-i İmrân Suresi 95. Ayetinin Tefsiri:

Bütün
temiz yiyeceklerin önceden İsrâiloğulları’na helâl olduğu, bunların, ardından
günahları, eziyet, haksızlık ve taşkınlıkları sebebiyle yahudilere haram
kılındığı hususunda kuşkusuz Allah doğruyu söylemektedir. Dolayısıyla bu hususta
yahudilerin iddiaları kesinlikle yalandır. 
O halde hanîf, yani temiz bir kalp ve dupduru bir tevhid inancı içinde İbrâhim’in
dinine tabi olmaktan başka çıkar yol yoktur. Hz. Muhammed (s.a.s.)’in davet
ettiği din de bundan başka bir şey değildir. Zira bütün hak dinler temelde hep
aynı esasları ihtiva eder, birbirlerini destekler ve birbirinin devamı olarak
sürüp gider. Hepsi tevhid inancını emreder ve şirki kesinlikle yasaklar.
Allah’ın birliği, tek ilâh ve tek rab oluşu, helâl yahut haram kılma ytesirinin
yalnızca Allah’a ait oluşu gibi esasları tekrar eder. Bu bakımdan Hz. İbrâhim
müşriklerden olmamıştı. Zaten şirki ortadan kaldırmak için gelen hiçbir
peygamberin müşrik olması olabilecek değildir. O halde, kendilerinin dindar
olduğunu iddia eden fert ve toplumlar, durumlarını şirk yönünden bir daha
iyice gözden geçirmeli, bir yanlışları varsa hemen düzeltmelidirler.

Resûlullah
(s.a.s.)’in getirdiği İslâm, tevhid dinidir. müslümanları tevhid inancı
etrafında birleştiren en mühim nişânelerden biri ise, kuşkusuz Kâbe’dir. Şimdi,
her namaz kılışımızda yönümüzü kendisine, gönlümüzü ise kendisini bize kıble
yapan Allah’a bağladığımız diğer ismi Beytullah olan Kâbe ile ilgili şöyle
buyruluyor: 

Âl-i İmrân Suresi tefsiri için tıklayınız…

Ayrıca Bakınız.  En'âm Suresi 77. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Âl-i İmrân Suresi 95. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…

Kaynak: https://www.islamveihsan.com/

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın