Kuran-ı Kerim

Âl-i İmrân Suresi 34. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Âl-i İmrân Suresi 34. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.

Âl-i İmrân Suresi 34. ayeti ne anlatıyor? Âl-i İmrân Suresi 34. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…

Âl-i İmrân Suresi 34. Ayetinin Arapçası:

ذُرِّيَّةً بَعْضُهَا مِنْ بَعْضٍۜ وَاللّٰهُ سَم۪يعٌ عَل۪يمٌۚ

Âl-i İmrân Suresi 34. Ayetinin Meali (Anlamı):

Bunlar birbirininin zürriyetinden gelmedir. Allah, hakkiyle işiten, kemâliyle bilendir.

Âl-i İmrân Suresi 34. Ayetinin Tefsiri:

اَلْإصْطِفَاءُ “ıstıfâ” sözlükte bir şeyin en temizini, en saf ve hâlis olan özünü seçip almaktır. “Tasfiye” ise bir şeyin karışığını giderip özünü çıkarmak, saf olanı karışık olandan süzüp ayırmaktır. Mesela bir madeni eritip ayıklayarak cevherini almak bir ıstıfa olduğu gibi, o cevherler içinden herhangi bir işe uygun olanının seçip almak da yine bir ıstıfadır. Âyette sözü edilen “ıstıfa”, sonsuz ilim ve hikmet sahibi olan Allah Teâlâ’nın yaratılış sırasında uyguladığı ıstıfa kanunudur. Bu ilâhî kanun gereğince Cenâb-ı Hak, bir yönden saf ve temiz olanı yaratıp ona vücut verirken, diğer yönden temiz olanları da olmayanlardan ayırmaktadır. Bu çift yönlü oluş, birlikte cereyan etmektedir.

İşte Allah Teâlâ, ilk etaptan kıyamete kadar insanlığa hidâyet önderleri kıldığı peygamberleri seçmiş, hususi bir biçimde yaratmış ve onları bir taraftan peygamberliğe yakışmayan sıfat ve özelliklerden temizlediği gibi, diğer taraftan güzel hasletler ve alışkanlıklarla da tezyin etmiştir. Burada Hz. Âdem, Hz. Nûh ve nesillerinden peygamberler gelen İbrâhim ve İmran ailesi misal verilmiştir. Peygamberler, peygamber olmayan bütün insanlardan daha faziletli kılınmışlardır; fakat kendi aralarında da fazilet farkı bulunmaktadır. (bk. Bakara 2/253; İsrâ 17/55)

Bu âyetlerde, İmran ailesinden gelen Hz. Meryem’den doğup ileride peygamber gönderilecek olan Hz. İsa’nın da Allah’ın seçkin bir kulu olduğu, bunun ötesinde başka bir vasıf taşımadığı hususunda fikrî bir hazırlık yapıldığı söylenebilir.

Öncelikle Hz. Meryem’in doğumundan söz edilerek buyruluyor ki:

Âl-i İmrân Suresi tefsiri için tıklayınız…

Ayrıca Bakınız.  Hicr Suresi 37. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Âl-i İmrân Suresi 34. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…

Kaynak: https://www.islamveihsan.com/

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın