Kuran-ı Kerim

Yusuf Suresi 54. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Yusuf Suresi 54. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.

Yusuf Suresi 54. ayeti ne anlatıyor? Yusuf Suresi 54. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…

Yusuf Suresi 54. Ayetinin Arapçası:

وَقَالَ الْمَلِكُ ائْتُون۪ي بِه۪ٓ اَسْتَخْلِصْهُ لِنَفْس۪يۚ فَلَمَّا كَلَّمَهُ قَالَ اِنَّكَ الْيَوْمَ لَدَيْنَا مَك۪ينٌ اَم۪ينٌ

Yusuf Suresi 54. Ayetinin Meali (Anlamı):

Kral: “Onu bana getirin, onu kendime özel danışman yapayım” diye emretti. Yûsuf’la konuşunca da: “Sen bundan böyle yanımızda mühim bir yere sahip güvenilir biri olacaksın” dedi.

Yusuf Suresi 54. Ayetinin Tefsiri:

Hz.
Yûsuf, fırsat doğduğu halde zindandan kurtulmak için acele etmemiş, suçsuzluğu
kesinlikle ortaya çıkıncaya kadar sabretmişti. Onun bu temkinli ve metanetli
hali kralın dikkatini çekti. Yaptığı tahkikat neticesinde Yûsuf’un günahtan
uzak, güvenilir, sabırlı, metanetli ve faziletli bir insan olduğu güneş gibi
ortaya çıkmıştı. Nezdinde onun değeri daha da büyüdü. Daha önce rüyasını tâbir
etmesi üzerine onu yalnızca görmek için çağırmışken, şimdi onu kendisine yakın
özel bir danışman yapmak, devlet idaresinde kendisine mühim bir makam vermek üzere
davet etti. Hz. Yûsuf bu kez daveti kabul edip kralın yanına geldi. Kral onunla
bazı meseleler üzerine konuştu. Böylelikle o, hem Yûsuf’u hem de onun konuşmasını
görmüş oldu. Hz. Yûsuf’un ne kadar olgun, ileri görüşlü, mümtaz bir şahsiyet
olduğu hususunda gıyabında yaptığı tespitler ve edindiği intibalar doğruydu.
Hemen ona, bu günden ibu yana katında büyük bir mevki sahibi, yetkili, her
hususta güvenilir, itimat ve itibar edilir bir kişi olduğunu dile getirdi.

Kralın
bu derece iltifat, itimat ve güvenini kazanan Hz. Yûsuf, devletin idaresinde
kendisine olan zaruri ihtiyacı dikkate alarak: “Beni ülkenin hazinelerinden
sorumlu yap. Bütün Mısır ülkesinin hazinelerinin idaresini, gelir giderini
takip etme vazifesini bana ver. Çünkü ben onları iyi muhafaza eder, hakkı
hukuku gözetir, onları hak etmeyenlerin çarçur etmesinden korurum. Maliye
idaresini de çok iyi bilirim” dedi. Hz. Yûsuf’un bu davranışından, herhangi bir
alanda mütehassıs olan kimsenin, umumun menfaati için, devlet yönetiminden
vazife istemesinin yerinde bir hareket olduğu anlaşılır.

Lakin
Allah Resûlü (s.a.s.), liyakatli olmayanların idârî bir vazife talep etmelerini
muvafık görmediği gibi, liyakatli olsa bile, mecburiyet olmadığı sürece, böyle
bir talepte bulunmamayı tavsiye etmektedir. Nitekim kendisinden idârî vazife
isteyenlere: “Vallahi biz bu işe ne onu isteyen birini ne de ona hırs
gösteren birini tayin ederiz”
buyurarak onların isteklerini reddetmiştir.
(Buhârî, İcâre 1; Müslim, İmare 15) Yine idârî vazife isteme­mesini tavsiye
ettiği bir sahâbîye de: “İstediğin için vazife sana verilirse onunla baş
başa kalırsın; istemeden sana verilirse onun uğrunda yardım görürsün!”

buyurmuştur. (Buhârî, Eyman 1; Müslim, İmare 13)

İşte
Yûsuf (a.s.) ilâhî yardıma nailiyetle uzun seneler gösterdiği sabır ve sebatın
aydınlık neticesine yaklaşıyor: 

Yusuf Suresi tefsiri için tıklayınız…

Ayrıca Bakınız.  Âl-i İmrân Suresi 130. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Yusuf Suresi 54. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…

Kaynak: https://www.islamveihsan.com/

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın