Yunus Suresi 5. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Yunus Suresi 5. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.
Yunus Suresi 5. ayeti ne anlatıyor? Yunus Suresi 5. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…
Yunus Suresi 5. Ayetinin Arapçası:
هُوَ الَّذ۪ي جَعَلَ الشَّمْسَ ضِيَٓاءً وَالْقَمَرَ نُورًا وَقَدَّرَهُ مَنَازِلَ لِتَعْلَمُوا عَدَدَ السِّن۪ينَ وَالْحِسَابَۜ مَا خَلَقَ اللّٰهُ ذٰلِكَ اِلَّا بِالْحَقِّۜ يُفَصِّلُ الْاٰيَاتِ لِقَوْمٍ يَعْلَمُونَ
Yunus Suresi 5. Ayetinin Meali (Anlamı):
Güneşi göz alıcı bir ışık kaynağı, ayı ise bir nûr yapan, senelerın sayısını ve zamanların hesâbını bilmeniz için aya menziller takdir eden O’dur. Allah, bütün bunları boş yere değil gerçek bir gaye, neden ve hikmete dayalı olarak yaratmıştır. O, bilip anlayacak kimseler için âyetlerini bu biçimde ayrıntı kısmıyla açıklamaktadır.
Yunus Suresi 5. Ayetinin Tefsiri:
Allah
Teâlâ güneşi “ziyâ”, ayı ise “nûr” yapmıştır. اَلضِّيَاءُ
(ziyâ’), kuvvetli ışık, اَلنُّورُ (nûr) ise kuvvetli olsun
olmasın ışık mânasına gelir. Diğer âyetlerde güneş için اَلسِّرَاجُ (sirâc) “kandil” (bk. Nûh 71/16) ve سِرَاجًا وَهَّاجاً (sirâcen vehhâcen) “parıl parıl, alev alev
yanan kandil” (bk. Nebe’ 78/13) ifadeleri geçer. Ay için de “nûr”dan ayrı
olarak قَمَراً مُن۪يراً (kameren münîran)
“aydınlatıcı bir ay” (bk. Furkan 25/61)
ifadesi kullanılır. Bu açıklamalardan güneşin alev alev yanan bir enerji ve
ışık kaynağı; ayın da bir ışık yansıtıcısı olduğu anlaşılır. Sirâc, ışığı kendi
ateşinden doğan kandildir. Bunun verdiği ışığa “ziyâ” denilir. Yani “ziyâ”,
kaynağın bizzat kendisinden buluşmaktedir. Günümüzde bilimsel çalışmalar,
güneşin ışığının, hidrojeni helyuma dönüştüren zincirleme nükleer patlamalardan
oluştuğunu söylemektedir. Güneş her an sayısız atom bombalarının patladığı bir
kaynaktır ki, bu patlamalardan kendisine tabi yıldızlara korkunç miktarlarda
enerji ve ışık gitmektedir. Güneşin kendinden olan enerjisi, kendi sisteminin
hayat kaynağıdır. İşte onun bizzat kendinden olan ışığı “ziyâ” tabiriyle anlatılmıştır.
Ay ise sönmüş, soğumuş, kabuk bağlamış bir gezegendir. Kendinden bir ışığı
yoktur. Lakin güneşten kendisine vuran ışığı yansıtır. İşte aydan yansıyan bu
ışığa da “nûr” denmiştir. (Ateş, Yüce Kur’an’ın Çağdaş Tefsiri, IV, 204)
Güneşle
ayın yaratılış hikmetlerinden bir diğeride senelerın sayısını ve zamanların
belirlenmesini sağlamaktır. Âyet-i kerîmelerde buyrulur:
“…Allah,
güneş ve ayı zamanların tespiti için birer hesap ölçüsü olarak yaratmıştır.” (En‘âm 6/96)
“Biz
geceyle gündüzü kudretimizin ne kadar büyük olduğunu gösteren iki delil yaptık. Onların her
biri için de bir alâmet var ettik. Sonra gecenin alâmetini sildik. Gündüzün
alâmetini ise bizatihî ışıklı ve aydınlatıcı kıldık ki, hem Rabbinizin
lütfedeceği nimetleri araştırıp elde edesiniz, hem de senelerın sayısıyla
birlikte zamanı hesaplamayı bilesiniz. İşte biz, her bir şeyi böylesine yerli
yerine koyup tüm ayrıntı kısmıyla açıkladık.” (İsrâ 17/12)
Bu
âyet-i kerîmeler hem güneşin hem de ayın, zamanın hesaplanmasına yardımcı
olduğunu belirtir. Lakin tefsiri sadedinde olduğumuz Yûnus sûresi 5. âyette
yalnızca ayın bu husustaki özelliğina temas edilmiş, onun için menziller takdir
edilmesindeki maksadın bu olduğu haber verilmiştir. Bugünkü ilmi açıklamalara
göre ayın bir ay boyunca her gece konakladığı 28 ayrı menzil bulunmaktadır.
Kâinattaki
bir diğer kudret tecellisi gece, gündüz ve yaratılmış başka nice varlıklardır.
Onları da ibret nazarıyla seyretmemiz istenmektedir:
Yunus Suresi tefsiri için tıklayınız…
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Yunus Suresi 5. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…
Kaynak: https://www.islamveihsan.com/