Yunus Suresi 11. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Yunus Suresi 11. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.
Yunus Suresi 11. ayeti ne anlatıyor? Yunus Suresi 11. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…
Yunus Suresi 11. Ayetinin Arapçası:
وَلَوْ يُعَجِّلُ اللّٰهُ لِلنَّاسِ الشَّرَّ اسْتِعْجَالَهُمْ بِالْخَيْرِ لَقُضِيَ اِلَيْهِمْ اَجَلُهُمْۜ فَنَذَرُ الَّذ۪ينَ لَا يَرْجُونَ لِقَٓاءَنَا ف۪ي طُغْيَانِهِمْ يَعْمَهُونَ
Yunus Suresi 11. Ayetinin Meali (Anlamı):
Eğer Allah insanlara müstahak oldukları cezayı, onların faydalarına olan şeyleri çarhızlı elde etmek istedikleri hız ve hızlılukta hiç geciktirmeden verseydi derhal sonları gelir ve yok olup giderlerdi. Lakin biz, bize kavuşma arzusu, ümidi ve beklentisi içinde olmayanları belli bir süre kendi hallerine bırakırız da, azgınlıkları içinde gayesiz bir biçimde şaşkın şaşkın bocalayıp dururlar.
Yunus Suresi 11. Ayetinin Tefsiri:
İnsan
aceleci bir tabiata sahip olduğu için kendisi için hayırlı olan şeyleri acele
istediği gibi, kötülüğüne olan şeylerin de bir an önce başına gelmesini
isteyebilmektedir. Nitekim bir diğer âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:
“İnsan,
ile ilgili hayırlı olacak şeyler için dua ettiği gibi şer olacak şeyler için de
dua eder. Çünkü insan, çok acelecidir.” (İsrâ 17/11)
Resûlullah
(s.a.s.) Efendimiz’in karşısında müşriklerin sergiledikleri tavır, bunun tipik
bir misâlidir. Onlar: “Ey Allah! Eğer bu Kur’an, senin katından gelen gerçek
bir kitap ise, hiç durma hemen üzerimize gökten taş yağdır yahut bize elem
verici bir azap gönder” (Enfâl 8/32)diyorlardı. Hatta bu âyet,
işlediği günahlar sebebiyle fiilî olarak cezayı acele isteyen herkes ile ilgili
geçerlidir. Bu acele istemeye birinin kendisi, çocukları ve akrabaları için
edip de kabul edilmesini istemediği beddualar da dâhildir. Mesela bir insanın
kızdığı zaman çocuğuna beddua etmesi, lânet okuması, kendisinin ölümü için dua
etmesi bu kabildendir. Lakin Cenâb-ı Hak, kullarına olan merhameti sebebiyle
bunlara hemen karşılık vermemekte, ertelemekte yahut affetmektedir. Çünkü bu
isteklerin hemen kabulünde ve onların hemen öldürülüp helak edilmelerinde
hiçbir fayda yoktur. Kâfir iseler belki bundan sonra iman edebilirler; veya
onların neslinden mü’min kimseler gelebilir. Günahkâr iseler tevbe edip
günahlarından vazgeçebilirler. Bu nedenle Allah onlara cezayı ulaştırmada acele
etmez. Bilakis affettiğini affeder, helakini dilediklerine mühlet tanır, onları
kendi hallerine bırakır, azgınlıkları içinde bir müddet şaşkın şaşkın bocalayıp
dururlar. Sonra da helak olurlar.
İslâmî
bir terbiye ve tezkiye tezgahından geçmemiş ham ruhlu insanın bir başka
zaafiyeti de şudur:
Yunus Suresi tefsiri için tıklayınız…
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Yunus Suresi 11. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…
Kaynak: https://www.islamveihsan.com/