Tevbe Suresi 90. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Tevbe Suresi 90. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.
Tevbe Suresi 90. ayeti ne anlatıyor? Tevbe Suresi 90. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…
Tevbe Suresi 90. Ayetinin Arapçası:
وَجَٓاءَ الْمُعَذِّرُونَ مِنَ الْاَعْرَابِ لِيُؤْذَنَ لَهُمْ وَقَعَدَ الَّذ۪ينَ كَذَبُوا اللّٰهَ وَرَسُولَهُۜ سَيُص۪يبُ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا مِنْهُمْ عَذَابٌ اَل۪يمٌ
Tevbe Suresi 90. Ayetinin Meali (Anlamı):
Bedevîler içinden savaşa katılmalarını engelleyecek geçerli mazereti olanlar, gelip seferden muaf tutulmaları için kendilerine izin verilmesini istediler. Allah ve Rasûlü’ne karşı dürüst olmayıp yalan söyleyenler ise, özür beyân etme zahmetine bile katlanmadan evlerinde oturmayı tercih ettiler. Onlardan küfürde kalmayı sürdürenlere pek acı bir azap isabet edecektir.
Tevbe Suresi 90. Ayetinin Tefsiri:
اَلْاَعْرَابُ
(el-a‘râb), çölde yaşayan kaba saba insanları ifade eden bir kelimedir. Bunlardan
daha çok “bedevî” olarak bahsedilir. Medine’nin etrafında İslâm’ı kabul etmiş
bedevîler vardı. Sefer ilanı yapılınca bunlar üç ayrı gruba ayrıldılar. Bir
grup sefere katılma kararı aldı. Bir grup çeşitli bahaneler ileri sürerek
sefere katılamayacaklarını açıkladı. Allah ve Peygamberine sadakat gösterme
sözünden cayanlar ise Medine’ye gelip özür beyân etme ihtiyacı bile duymadan,
oldukları yerde oturup kaldılar. Bunlardan haklı mazeretleri olanlarının
bağışlanma ihtimali olmakla birlikte, inkâr edenlerine yakında zamanda başlarına
gelecek elim bir azap ikazsı yapılmaktadır. Akabinde sefere katılmayı
engelleyecek haklı gerekçeler şöyle beyan edilmektedir:
Tevbe Suresi tefsiri için tıklayınız…
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Tevbe Suresi 90. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…
Kaynak: https://www.islamveihsan.com/