Kuran-ı Kerim

Tevbe Suresi 71. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Tevbe Suresi 71. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.

Tevbe Suresi 71. ayeti ne anlatıyor? Tevbe Suresi 71. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…

Tevbe Suresi 71. Ayetinin Arapçası:

وَالْمُؤْمِنُونَ وَالْمُؤْمِنَاتُ بَعْضُهُمْ اَوْلِيَٓاءُ بَعْضٍۢ يَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَيُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكٰوةَ وَيُط۪يعُونَ اللّٰهَ وَرَسُولَهُۜ اُو۬لٰٓئِكَ سَيَرْحَمُهُمُ اللّٰهُۜ اِنَّ اللّٰهَ عَز۪يزٌ حَك۪يمٌ

Tevbe Suresi 71. Ayetinin Meali (Anlamı):

Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin dostu ve yardımcısıdırlar. İyiliği emir ve tavsiye eder, kötülüklerin önünü almaya çalışırlar. Namazı dosdoğru kılar, zekâtı verir, Allah’a ve Rasûlü’ne itaat ederler. İşte onlar, kendilerine Allah’ın merhametle muâmele edeceği seçkin kimselerdir. Şüphesiz ki Allah, kudreti dâimâ üstün gelen, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olandır.

Tevbe Suresi 71. Ayetinin Tefsiri:

67-68.
âyetlerde yapılan münafık tasvirine karşılık bu âyetlerde de mü’min tasviri
yapılmakta; bunların sergilediği beş güzel vasıf, tutum ve davranışa mukâbil
mü’minlere de beş büyük mükâfat müjdelenmektedir.

Birbirlerinin
dostu ve yardımcısı olan mü’minler:

    İyiliği
emrederler; kendileri iyilik yaptıkları gibi, başkalarının da iyilik yapmasını
tavsiye eder ve böylece iyiliğin yayılması için çalışırlar.

    Kötülüğü
yasaklarlar; kendileri yapmadıkları gibi başkalarının yapmasına da engel
olurlar, kötülüğün yayılmasını istemezler.

    Namazı
dosdoğru kılarlar,

    Zekâtı
verirler,

    Allah’ın ve
Rasûlü’nün bütün talimatlarına kayıtsız şartsız itaat ederler.

Bu
güzel davranışlara karşılık onlara verilecek mükâfâtlar da şöyledir:

    Allah onlara
rahmetiyle muamele edecektir.

    Onları
altlarından ırmaklar akan cennetlere yerleştirecektir.

    cennetlerde
ebedi kalacaklardır.

    Adn
cennetlerinde onları çok güzel, çok hoş köşk ve meskenlerde barındıracaktır.

    Hepsinden mühimsi
Allah onlardan razı olacaktır. Allah’ın bir kuldan razı olması, bütün cennet
nimetlerinin fevkinde bir nimettir.

Resûlullah
(s.a.s.)’in haber verdiğine göre Allah Teâlâ cennet ehline: “Râzı oldunuz mu?”
diye sorar. Onlar: “Nasıl râzı olmayalım ki! Yarattıklarından kimseye
vermediğin şeyleri bize verdin” derler. Bunun üzerine Allah: “Size bundan daha
üstün olanını da vereceğim” buyurur. Onlar: “Bundan daha üstünü nedir ki?” diye
sorarlar. Allah Teâlâ: “Rızâ ve hoşnutluğumu size vereceğim ve artık size asla
gazap etmeyeceğim” buyurur. (Buhârî, Rikâk 51; Müslim, Cennet 9)

Resûl-i
Ekrem (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Kapları ve içindeki eşyalar gümüşten olan iki cennet mevcuttur.
Kapları ve içindeki eşyaları altından olan iki cennet daha mevcuttur. Adn
cennetindeki mü’minlerle Rablerini görmeleri içinde Allah’ın yüzündeki azamet
ve kibriya örtüsünden başka bir şey bulunmayacaktır.”
(Buhârî,
Tefsir 55/1; Müslim, İman 296).

Efendimiz
(s.a.s.) bir defasında:

“Kim Allah’a ve Rasûlü’ne iman eder, namazını dosdoğru kılar ve
Ramazan orucunu tutarsa Allah onu mutlaka cennetine yerleştirir. İster Allah
yolunda cihad ve hicret etmiş olsun, isterse doğduğu topraklarda oturmuş olsun”
buyurunca, ashâb-ı
kirâm:

“-
Ey Allah’ın Rasûlü! Bunu insanlara müjdeleyelim mi?” diye sordular. O zaman Resûlullah
(s.a.s.), hatta şunu da söyleyin dercesine sözüne devam ederek buyurdu ki:

“Cennette yüz derece mevcuttur, bunları Allah kendi yolunda cihad
edenler için hazırlamıştır. Her iki derece içindeki mesafe gökle yer
içindeki kadar mesafedir. Allah’tan dilekte bulunduğunuz zaman O’ndan Firdevs
cennetini isteyin. Çünkü Firdevs, cennetlerin en yükseği ve en kıymetlisidir. Cennet
ırmakları oradan kaynar. Rahman’ın arşı da onun üzerindedir.”
(Buhârî,
Cihad 4; Tevhid 22)

Âhiret
nimetlerine ve Allah rızâsına erişmeye teşvik sadedinde Allah dostlarının çok
güzel tavsiyeleri mevcuttur. Bunlardan Yahyâ b. Muâz şöyle der:

“Dünya,
bir harâbedir. Ondan daha harap olanı ise onu mâmur hale getirmeye çalışan
insanın kalbidir. Âhiret, mamur bir yerdir. Ondan daha mamur olanı ise onu
kazanmaya çalışan insanın kalbidir.”

Buraya
kadar bir taraftan münafıkları tanımamızı sağlayacak ip uçları verilip
yüzlerindeki maskeler düşürülürken, bir taraftan da gerçek mü’minlerin
özellikleri ortaya kondu. Şimdi ise hitap Peygamberimiz (s.a.s.)’e çevrilerek,
ona kâfir ve münafıklarla nasıl mücâdele edeceği bildirilir: 

Tevbe Suresi tefsiri için tıklayınız…

Ayrıca Bakınız.  Yusuf Suresi 92. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Tevbe Suresi 71. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…

Kaynak: https://www.islamveihsan.com/

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın