Ra’d Suresi 40. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Ra’d Suresi 40. ayeti ne anlatıyor? Ra’d Suresi 40. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…

Ra’d Suresi 40. Ayetinin Arapçası:

وَاِنْ مَا نُرِيَنَّكَ بَعْضَ الَّذ۪ي نَعِدُهُمْ اَوْ نَتَوَفَّيَنَّكَ فَاِنَّمَا عَلَيْكَ الْبَلَاغُ وَعَلَيْنَا الْحِسَابُ

Ra’d Suresi 40. Ayetinin Meali (Anlamı):

Onların başına gelecek azabın bir kısmını sen hayatta iken yerine getirip sana göstersek de yahut sen bunların hiçbirini görmeden seni vefat ettirsek de, fark etmez. Her halükarda senin vazîfen yalnızca tebliğ etmektir. Bize ait olan ise neticeyi tâyin ve herkese hak ettiğini vermektir.

Ra’d Suresi 40. Ayetinin Tefsiri:

Peygamberin
vazifesi, kendisine bildirilen ilâhî hükümlerin tamamını apaçık ve anlaşılır
bir biçimde tebliğ etmektir. Allah’ın va‘dettiği müjdeleri ve ikaz buyurduğu
dünyevî yahut uhrevî musibet ve azapları alakalı muhataplara haber vermektir.
Lakin, özellikle dünya çapında meydana geleceğini haber verdiği belâ ve felaketlerin
gerçekleşmesine şâhit olmak, tebliğin gereklerinden değildir. Peygamber (a.s.),
onların bir kısmını ya görür yahut görmeden vefat edebilir. Bunun pek fazla
önemi yoktur. Mühim olan, hadiselerin sonucuna şâhit olmak değil, tebliğin
hakkıyla yerine getirilmesidir. O, üzerine düşeni yaptıktan sonra, gerisini
Allah’a havale etmelidir. Cenâb-ı Hakk’ın, kendine terettüp eden işleri en
güzel biçimde ve eksiksiz olarak yapacağında; ister kevnî ister şer‘î olsun dilediğini
imha edip dilediğini sabit kılacağında şüphe yoktur. Bunun en açık delili Allah
Teâlâ’nın yeryüzünde her an yaşanan kudret tecellileridir:

Ra’d Suresi tefsiri için tıklayınız…

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Ra’d Suresi 40. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…