Nisâ Suresi 41. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Nisâ Suresi 41. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.
Nisâ Suresi 41. ayeti ne anlatıyor? Nisâ Suresi 41. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…
Nisâ Suresi 41. Ayetinin Arapçası:
فَكَيْفَ اِذَا جِئْنَا مِنْ كُلِّ اُمَّةٍ بِشَه۪يدٍ وَجِئْنَا بِكَ عَلٰى هٰٓؤُ۬لَٓاءِ شَه۪يدًاۜ
Nisâ Suresi 41. Ayetinin Meali (Anlamı):
Kıyâmet günü her ümmetten bir şâhit getirip, Rasûlüm, seni de bunlar üzerine şâhit kıldığımız vakit o kâfirlerin halleri nice olacak?
Nisâ Suresi 41. Ayetinin Tefsiri:
Her
peygamber, kendilerine gönderilmiş olduğu ümmetin şahididir. Nitekim Mâide 117.
âyette, Hz. İsa’nın âhiret yurdunda Cenâb-ı Hakk’a “Ben onların içindeyken
onlara şâhittim” diyeceği nakledilir. Âlemlerin Rabbi kıyamette her ümmeti
hesaba çekerken, şâhitlik görevini o ümmetlerin peygamberleri üstüne alacaktir.
Peygamberlerin Seyyidi olan Resûl-i Ekrem Efendimiz ise, hem Ümmet-i
Muhammed’in, hem de diğer bütün peygamberlerin şahidi olacaktır.
Hâtemü’l-Enbiyâ olarak o, kişiyinda her türlü insânî fazileti ve kemâli
birleştiren en yüce insan, insân-ı kâmilin en zirve numûnesi, diğer bütün
peygamberlerin faziletlerini de kişiyinda toplamış, hepsinin tebliğlerine vâkıf
olmuş âdil bir şâhit olarak diğer peygamberlerin şâhitliklerine şâhitlik eden,
onların risalet ve nübüvvet vazifelerini hakkıyla yaptıklarını ikrar eden nihâî
beşerî otorite olacaktır.
Tıpkı
Hûd suresindeki istikamet emrinin saçları beyazlatan mesuliyet şuuru gibi, bu
âyet-i kerîmenin Rasûlulullah’a yüklediği bütün insanlığı kucaklayan büyük
vazîfe, Efendimizi duygulandırırdı. Peygamberimiz (a.s.) bir gün, ashâbın
kurralarından Abdullah b. Mes’ûd’a: “Bana Kur’ân oku!” buyurdu. İbn
Mes’ûd: “Yâ Rasûlallah! Sana indirilen Kur’ân’ı, ben sana nasıl okuyabilirim?!”
dedi. Peygamberimiz “Ben onu, kendimden başkasından dinlemeyi daha çok
severim” buyurdu. Bunun üzerine İbn Mes’ûd Nisâ suresinden okumaya başladı.
“Kıyâmet günü her ümmetten bir
şâhit getirip, Rasûlüm, seni de bunlar üzerine şâhit kıldığımız vakit o
kâfirlerin halleri nice olacak?” (Nisâ 4/43) ayetine geldiğinde Resûlullah
Efendimiz “Yeter!” buyurdu. İbn Mes’ûd Peygamberimize baktığında
gözlerinin yaşla dolduğunu görmüştü. (Buhârî, Tefsir 4/9; Müslim, Misâfirîn
247-247)
İşte
o dehşetli kıyamet günü Âlemlere Rahmet (s.a.s.) Efendimiz’i üzecek perişan bir
halde olmamak için halen dünya çapındayken ilâhî emirlere uymanın özenine dikkat
çekmek üzere buyruluyor ki:
Nisâ Suresi tefsiri için tıklayınız…
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Nisâ Suresi 41. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…
Kaynak: https://www.islamveihsan.com/