Nisâ Suresi 147. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Nisâ Suresi 147. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.
Nisâ Suresi 147. ayeti ne anlatıyor? Nisâ Suresi 147. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…
Nisâ Suresi 147. Ayetinin Arapçası:
مَا يَفْعَلُ اللّٰهُ بِعَذَابِكُمْ اِنْ شَكَرْتُمْ وَاٰمَنْتُمْۜ وَكَانَ اللّٰهُ شَاكِرًا عَل۪يمًا
Nisâ Suresi 147. Ayetinin Meali (Anlamı):
Eğer siz şükredip inanırsanız Allah size ne diye azap etsin. Allah, iyiliklerin karşılığını bol bol veren ve her şeyi hakkiyle bilendir.
Nisâ Suresi 147. Ayetinin Tefsiri:
Kullar,
Allah’ın verdiği nimetlere şükredip nankörlükten uzak durdukları ve iman edip
onun gereğini yerine getirdikleri takdirde Allah onlara azap etmeyecektir.
Çünkü ilâhî azabın mevcudiyetinin hikmeti, insanları küfür ve nankörlükten
sakındırmak, iman ve şükre sevketmektir. Netice hâsıl olduktan sonra azap
etmeye gerek kalmayacaktır. Allah Şâkir’dir; kullarının yaptıkları iyilikleri
kabul buyurur ve onlara bi hayli fazla mükâfat verir. Diğer yönden işledikleri
günahları affeder; eğer affetmezse yalnızca o günahın ufaklük yahut büyüklüğüyle
sınırlı bir ceza takdir buyurur. Zira Allah, her şeyi en iyi bilendir.
Şükrün
en mühim alâmeti, Allah’ın lütfettiği nimetlerin kadrini bilmek ve bunu dil ile
söyleyip davranışlarla sergilemektir. Bunu başarabilmek için de müslüman, nimet
veren Varlığın kendisine olan lütfunun farkında olup şükürde O’na başkasını
ortak koşmamalı, O’na nihâyetsiz muhabbet ve bağlılık duymalı ve O’nun
emirlerine itaat edip, rızâsına muhâlif hareketlerden kaçınmalıdır.
Şu
dört şey insanın lehine, şu üç şey de insanın aleyhinedir. Lehine olan dört
şey: Şükür, iman, dua ve istiğfardır. Bu hususta âyet-i kerîmelerde şöyle
buyrulur:
“Eğer siz şükredip inanırsanız Allah size ne diye azap etsin.” (Nisâ 4/147)
“Rasûlüm, sen onların içinde bulunduğun sürece Allah onlara azap
edecek değildir. Bir de yaptıklarına pişmanlık duyup günahlarının
bağışlanmasını diledikleri sürece de Allah onlara azap etmeyecektir.” (Enfâl 8/33)
“Rasûlüm! De ki: “Eğer kulluğunuz ve yakarmanız olmasa Rabbim size
ne diye değer versin ki?” (Furkan 25/77)
Aleyhine
olan üç hususa gelince, bunlar: Hilekârlık, haddi aşmak ve ahdi bozmaktır.
Nitekim bu hususta da âyetlerde şöyle buyrulur:
“Oysa kötülük planları,
fakat onu kuranların ayağına dolanır.” (Fâtır 35/43)
“Ey insanlar! Taşkınlığınız fakat kendinize zarar verecektir.” (Yûnus 10/23)
“Artık kim bey‘atini bozarsa fakat kendi zararına bozmuş olur.” (Feth 48/10)
Dâimâ
iyilikleri seven ve emreden, kötülükleri ise sevmeyip yasaklayan Yüce Allah, haksızlığa
uğrayan kullarına bir kısım ruhsatlar tanımaktadır ki onlardan biri şudur:
Nisâ Suresi tefsiri için tıklayınız…
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Nisâ Suresi 147. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…
Kaynak: https://www.islamveihsan.com/