Nisâ Suresi 130. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Nisâ Suresi 130. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.
Nisâ Suresi 130. ayeti ne anlatıyor? Nisâ Suresi 130. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…
Nisâ Suresi 130. Ayetinin Arapçası:
وَاِنْ يَتَفَرَّقَا يُغْنِ اللّٰهُ كُلًّا مِنْ سَعَتِه۪ۜ وَكَانَ اللّٰهُ وَاسِعًا حَك۪يمًا
Nisâ Suresi 130. Ayetinin Meali (Anlamı):
Eğer karı-koca boşanıp birbirinden ayrılacak olurlarsa, sınırsız lutuf ve keremiyle Allah, onlardan her birinin gereksinimini giderir. Çünkü Allah’ın hazînesi geniştir, O’nun her işi ve hükmü hikmetli ve sağlamdır.
Nisâ Suresi 130. Ayetinin Tefsiri:
129.
âyette ne kadar çalışılsa çalışılsın eşler içinde tam anlamıyla adâleti
sağlamanın olabilecek olmadığı bildirilmektedir. Kur’ân-ı Kerîm, çok evliliği
yasaklamadığına göre her iki âyette sözü edilen “adâlet”e farklı mânalar vermek
gerekir. Anlaşılan o ki, kadınlar ile ilgili iki çeşit adâletten söz etmek
olabilecekdür:
Birincisi;
nafaka yani yiyecek, içecek, giyecek ve barınma ihtiyaçları ile gece birlikte
kalma gibi hukukta adâlet ve eşitliktir. Bunlar insanın güç yetirebileceği;
istek ve iradesine bağlı olan işlerdir. Yerine getirilmesi emredilen adâlet de
budur. Sakınılması gereken adâletsizlik ise birine bütünüyle meyledip diğerini
hanımlık muamelesinden tamamen mahrum etmek, büsbütün terk ve ihmal edilmiş
gibi bırakarak eziyet etmektir.
İkincisi;
gönül ilişkisi, sevgi ve bağlılıkta adâlet ve eşitliktir ki, bu insanın güç ve
iktidarının dışındadır. Âyet-i kerîmede bu gerçeğe temas edilerek, erkekler bu
hususta mazur görülmekte, bir bakıma işin böyle bir derûnî ciheti olduğu göz
ardı edilmeksizin, buna karşın luzûmu hâlinde çok evliliğe ışık yakılmaktadır.
Lakin birden fazla evlilik yapan erkeğin, gönül ilişkilerini bir tarafa
bırakırsak, hususiyle maddî konularda, iradeye bağlı ve ölçülebilir hak ve
menfaatlerde hanımların hepsine adâletle muamele etmesi, birine teveccüh
gösterip diğerini ne kocalı ne kocasız sayılabilecek biçimde askıda bırakmaması
istenmektedir.
Allah
Resûlü (s.a.s.) Efendimiz şöyle buyurmaktadır: “İki hanımı olup da birine
büsbütün meyleden ve diğerini ihmal eden kimse kıyamet gününde bir tarafı eğik
olarak gelir.” (Ebû Dâvûd, Nikah 38; Tirmizî, Nikah 42)
Zaruri
nedenler yüzünden hanımlar içinde adâletsiz bir uygulama söz konusu olduğunda
hemen aralarını düzelttiğiniz, bozulan tarafları tamir edip iyileştirdiğiniz,
bundan böyle de yanlış meyillerden sakındığınız takdirde, Cenâb-ı Hak çok
bağışlayıcı ve çok merhamet edici olduğundan, geçmişte yaptıklarınızı affedecek
ve sizi rahmetiyle bu hususta başarıya eriştirecektir. Lakin eşler içinde bir
sıkıntı olduğunda ıslah için önerilen bu çare yolarına başvurmanın her
seferinde mutlaka müspet bir netice vermesi olabilecek olmayabilir. Dolayısıyla
yapılan girişimler sonuçsuz kalır, herhangi bir yolla eşler içinde barış ve
anlaşma sağlanamaz, her ikisi de kendi istekleriyle birbirlerinden
ayrılırlarsa, Allah Teâlâ kendi kudret, kuvvet ve zenginliği ile her birine
ikramda bulunur, gereksinimlerini karşılar ve birini diğerine muhtaç etmez. Çünkü
Allah’ın ilmi, kudreti ve rahmeti sonsuz geniştir; hazineleri bitip tükenmez.
O’nun her hükmü ve işi sağlam ve hikmetlidir. Dolayısıyla Allah’ı iyi tanımalı,
her türlü hal ve harekette O’na karşı gelmekten sakınılmalıdır. Zâten takvâ,
bütün insanlardan istediğimiz açık bir ilâhî emirdir:
Nisâ Suresi tefsiri için tıklayınız…
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Nisâ Suresi 130. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…
Kaynak: https://www.islamveihsan.com/