Mâide Suresi 65. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Mâide Suresi 65. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.
Mâide Suresi 65. ayeti ne anlatıyor? Mâide Suresi 65. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…
Mâide Suresi 65. Ayetinin Arapçası:
وَلَوْ اَنَّ اَهْلَ الْكِتَابِ اٰمَنُوا وَاتَّقَوْا لَكَفَّرْنَا عَنْهُمْ سَيِّـَٔاتِهِمْ وَلَاَدْخَلْنَاهُمْ جَنَّاتِ النَّع۪يمِ
Mâide Suresi 65. Ayetinin Meali (Anlamı):
Eğer Ehl-i kitap iman edip Allah’a karşı gelmekten sakınsalardı, biz tabi ki onların günahlarını örter ve kendilerini nimetlerle dolu cennetlere yerleştirirdik.
Mâide Suresi 65. Ayetinin Tefsiri:
Kitap
ehli olan yahudi ve hıristiyanlar inanılması gereken hususlara iman ederek,
bozgunculuk, yalancılık, haram yeme gibi günahlardan sakınsalardı, Allah Teâlâ
onların bütün kötülüklerini muhakkak örter, onları ebedî nimet cennetlerine
koyar, mesut ve bahtiyar ederdi. Böylelikle azaptan kurtulur, rahmete ererlerdi.
Eğer yine onlar imanla birlikte Tevrat’ın, İncil’in ve Rablerinden kendilerine
indirilen diğer kitapların, âyetlerin, bunlar içinde de hususiyle son
Peygamber’e indirilen Kur’an’ın hükümlerini yerine getirseler, tatbik ve icra
etselerdi; bunların ihtiva ettiği emir ve yasaklar istikametinde dürüst bir
hayat yaşayıp gerçekten muttakî kimseler olsalardı, bu takdirde hem başlarının
üzerinden hem ayaklarının altından yiyecekler, her taraflarından Allah’ın
nimetine garkolacaklardı. Böylelikle sıkıntılar içinde kalıp cimrilik ve pintilik
derdiyle “Allah’ın eli bağlıdır” demeyecekler, lanet ve gazaba uğramayacaklar,
neticede dünya ve âhiret saadetine ereceklerdi.
66.
âyette geçen “başlarının üzerinden ve ayaklarının altından bol bol yerlerdi”
ifadesinden şu mânaları anlamak olabilecekdür:
❂ Bundan maksat
yalnızca üst ve alt taraf değil, her yönde bolluktan kinâyedir. Buna göre mâna,
“onlar hiçbir yönden yoksullik görmeyecek, her yönden ve her zaman nimete gark
olacaklardı” demek olur.
❂ Yukarıdan
yemek, yağmur ve benzeri gibi gökten gelen nimetlerden istifade etmek; ayak
altından yemek ise yeryüzüne ait mahsullerden yararlanmaktır.
❂ Yukardan
yemek, çalışmaksızın ihsan olunacak Rabbânî bağışları; ayaklarının altından
yemek de çalışıp çabalamakla kazanılacak nimetleri ifade eder.
❂ Üstten yemek,
devletin elde ettiği ve bölüştürdüğü genel menfaatlere; alttan yemek de şahsî
teşebbüs ile olan ferdî üretime delalet edebilir.
اَلْمُقْتَصِدُ (muktesıd), “mutedil davranan, orta yolu
tutan kimse” demektir. Kitap ehlinden böyle bir ilâhî övgüye nâil olan az bir
kesim bulunmaktadır. Bir görüşe göre bunlardan maksat, yahudilerden Abdullah b.
Selâm, hıristiyanlardan Necâşî gibi kitap ehli içinden Resûl-i Ekrem (s.a.s.)’e
iman edenlerdir. Diğer görüşe göre ise kitap ehli içinde kendi dinlerinde adâletli
ve doğru olan, Peygamberimiz’e iman etmemiş olmakla birlikte şiddetli inat ve
kızgınlığı bulunmayıp, ölçülü ve tarafsız bulunan kimselerdir. Bunların iman
edip hidâyete erme ihtimalleri daha kuvvetlidir. Çünkü kendine gösterilen
delilleri taassup göstermeden değerlendirebilen bireylerin, hakikati bulma
yönünden daha başarılı olacakları kuşkusuzdir. Bunun için de Peygamber,
ulaşabildiği herkese Rabbinden gelen ilâhî buyrukları büyük bir ümitle ve
korkmadan tebliğe devam etmelidir:
Mâide Suresi tefsiri için tıklayınız…
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Mâide Suresi 65. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…
Kaynak: https://www.islamveihsan.com/