Kuran-ı Kerim

Mâide Suresi 114. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Mâide Suresi 114. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.

Mâide Suresi 114. ayeti ne anlatıyor? Mâide Suresi 114. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…

Mâide Suresi 114. Ayetinin Arapçası:

قَالَ ع۪يسَى ابْنُ مَرْيَمَ اللّٰهُمَّ رَبَّنَٓا اَنْزِلْ عَلَيْنَا مَٓائِدَةً مِنَ السَّمَٓاءِ تَكُونُ لَنَا ع۪يدًا لِاَوَّلِنَا وَاٰخِرِنَا وَاٰيَةً مِنْكَۚ وَارْزُقْنَا وَاَنْتَ خَيْرُ الرَّازِق۪ينَ

Mâide Suresi 114. Ayetinin Meali (Anlamı):

Bunun üzerine Meryem oğlu İsa şöyle dua etti: “Allahım! Ey Rabbimiz! Bize gökten öyle bir sofra indir ki hem bizim için, hem önce gelenlerimiz ve sonra gelecek olanlarımız için bir bayram ve senin kudretini, benim peygamberliğimi gösteren bir delil olsun. Bizi rızıklandır; çünkü sen rızık verenlerin en hayırlısısın!”

Mâide Suresi 114. Ayetinin Tefsiri:

Îsâ
(a.s) önce Cenâb-ı Hakk’a “Allahım, Rabbimiz” diye iki defa nida etti. Bu
hitap, onun tazarru ve yakarışının ne kadar içten olduğunu, duasını ne kadar
içten yaptığını göstermektedir. Hz. İsa duasında, Havârilerin aksine dini
maksatları öne almış, inecek sofranın kendileri için, hem öncekiler hem de
sonrakileri için mânevî neşelerin coştuğu bir bayram olmasını istemiş, yeme
maksadını ise hem geriye bırakmış hem de rızık olmakla ifade etmiş, sonra da
rızıkta takılıp kalmayıp rızkı veren Allah’a geçmiş, O’nu yüceltmiş ve böylece
ona şükrünü arzetmiştir. Bu da ruhların, mânevî derecelerine göre niyazda
bulunduklarını ve mertebe itibariyle aralarında büyük farkların olduğunu
göstermektedir.

Îsâ
(a.s.)’ın bu kadar tezellül, tevazu ve yakarış içinde yalvarmasına rağmen,
istenenin bir mûcize olması sebebiyle Cenâb-ı Hakk’ın cevâbı bi hayli şiddetli
ve ikaz edici olarak nâzil olmuştur. Böyle bir sofra indirmeye kuşkusuz kadir
olduğunu, fakat böyle bir mûcize gerçekleştikten sonra inkâra saplananların
benzeri görülmemiş şiddetli bir azaba maruz kalacaklarını bildirmiştir.[1]

Mahşer
yerindeki Îsâ (a.s.) yönelik ilâhî sorgu şöyle devam etmekte:

[1]
Sofranın indirilip indirilmediğine dair iki görüş ileri sürülmüştür. Birinci
görüşe göre sofra indirilmiş, insanlar ondan yemiş, bu mûcizeyi kabul etmeyip
isyana dalanlar ise maymun ve domuzlara çevrilmişlerdir. İkinci görüşe göre
Allah sofrayı indirmeyi “bir daha inkâra düşülmemesi” şartıyla vaad edince,
Havâriler istiğfara sarılıp, “böyle bir tehlikeyi kesinlikle arzu etmeyiz”
demişler ve sofra da inmemiştir. 

Ayrıca Bakınız.  A'râf Suresi 175. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Mâide Suresi tefsiri için tıklayınız…

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Mâide Suresi 114. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…

Kaynak: https://www.islamveihsan.com/

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın