Kuran-ı Kerim

İbrahim Suresi 11. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

İbrahim Suresi 11. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.

İbrahim Suresi 11. ayeti ne anlatıyor? İbrahim Suresi 11. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…

İbrahim Suresi 11. Ayetinin Arapçası:

قَالَتْ لَهُمْ رُسُلُهُمْ اِنْ نَحْنُ اِلَّا بَشَرٌ مِثْلُكُمْ وَلٰكِنَّ اللّٰهَ يَمُنُّ عَلٰى مَنْ يَشَٓاءُ مِنْ عِبَادِه۪ۜ وَمَا كَانَ لَنَٓا اَنْ نَأْتِيَكُمْ بِسُلْطَانٍ اِلَّا بِاِذْنِ اللّٰهِۜ وَعَلَى اللّٰهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ

İbrahim Suresi 11. Ayetinin Meali (Anlamı):

Peygamberleri onlara şunu dile getirdi: “Evet, biz de fakat sizin gibi insanlarız. Lakin Allah, kullarından dileğine peygamberlik gibi özel ihsânda bulunur. Şunu bilin ki, Allah izin vermedikçe size herhangi bir delil, bir mûcize getirmemiz olabilecek değildir. Mü’minler yalnızca Allah’a dayanıp güvenmelidirler!”

İbrahim Suresi 11. Ayetinin Tefsiri:

Peygamberler
yeme, içme, evlenme gibi beşeri durumlar yönünden diğer insanlar gibidirler.
Lakin Allah Teâlâ onlara peygamberlik ve vahiy nimetini ihsan etmiştir.
Peygamberlik vehbîdir; kesbî değildir. O, çalışılarak elde edilmez. Lakin
Allah, dilediği kullarını bu vazifeye seçer. İsmet sıfatına sahip olan
peygamberler, Allah’tan gelen tâlimatlara tam anlamıyla itaat etmekle memurdurlar.
Cenâb-ı Hak onlara iman, ilâhî mârifet ve muhabbet yollarını göstermiştir.
Allah’ın müsaadesiyle o yollardan Hakk’a doğru yürürler, kendilerine tâbi
olanları da o yollardan yürütürler. Lakin din adına kendiliklerinden hiçbir şey
yapmazlar. Allah’ın izni olmadan ne bir âyet getirebilirler, ne de bir mûcize
gösterebilirler. Allah’ın dinini tebliğ ederken de karşı karşıya geldikları sıkıntı ve
eziyetlere sabreder ve yalnızca Allah’a tevekkül ederler.

Tevekkül,
işi bütün işlerin sahibine havâle etmek, O’na bel bağlamak, dayanıp güvenmek;
bir sıkıntıyla karşı karşıya geldiğında onu Allah’a isyan sayılacak bir şeyle savmaya
çalışmamaktır. Bu nedenle zor durumdaki bir insanın, meşrû ölçüler içinde
başkasından yardım talebinde bulunması tevekkül sınırlarını aşmaz.

İslâm
davetinin hızla yayıldığını görerek telaşa kapılan, inanan bireylerin kendi
yerlerini alarak kurdukları sistemin yıkılacağını, böylece alışa geldikleri
lüks ve refah dolu yaşamın sona ereceğini bilen kâfirler şu tehditleri
savurdular:

İbrahim Suresi tefsiri için tıklayınız…

Ayrıca Bakınız.  İbrahim Suresi 34. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

İbrahim Suresi 11. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…

Kaynak: https://www.islamveihsan.com/

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın