Kuran-ı Kerim

Hûd Suresi 81. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Hûd Suresi 81. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.

Hûd Suresi 81. ayeti ne anlatıyor? Hûd Suresi 81. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…

Hûd Suresi 81. Ayetinin Arapçası:

قَالُوا يَا لُوطُ اِنَّا رُسُلُ رَبِّكَ لَنْ يَصِلُٓوا اِلَيْكَ فَاَسْرِ بِاَهْلِكَ بِقِطْعٍ مِنَ الَّيْلِ وَلَا يَلْتَفِتْ مِنْكُمْ اَحَدٌ اِلَّا امْرَاَتَكَۜ اِنَّهُ مُص۪يبُهَا مَٓا اَصَابَهُمْۜ اِنَّ مَوْعِدَهُمُ الصُّبْحُۜ اَلَيْسَ الصُّبْحُ بِقَر۪يبٍ

Hûd Suresi 81. Ayetinin Meali (Anlamı):

Melekler ona şöyle dediler: “Ey Lût! Şüphesiz ki biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar senin kılına bile dokunamayacaklar. Gecenin bir vaktinde senden olanlarla birlikte yola çık. İçinizden hiçbiriniz geri dönüp bakmasın. Lakin karın hâriç. Azgın topluma gelen azap onu da vuracaktır. Onlar için tespit edilen azap zamanı, sabah vaktidir. Zâten sabah da yakın değil mi?”

Hûd Suresi 81. Ayetinin Tefsiri:

Melekler,
Hz. Lût’un kendileri için ne kadar zor durumda kaldığını ve nasıl çırpındığını
görünce hemen gerçeği açıkladılar: Kendilerinin azgın kavmi helak etmek üzere
Allah aracılığıyla gönderilen melekler olduklarını, bundan dolayı kavmin onlara bir
kötülük yapmasının olabilecek olmadığını dile getirdiler. Lakin artık o bedbaht
kimselerin helak edilme zamanları gelmişti. Melekler Lût (a.s.)’a bunu haber
verdiler. Gecenin bir vaktinde inananlarla birlikte bölgeyi terk etmelerini,
geride hiç kimsenin kalmamasını istediler. Lakin Hz. Lût’un karısı istisnâ
edildi; o geride kalacak ve kavmin başına gelen azapla o da helak edilecekti.
Azabın gelme vakti de sabah vakti olacaktı. Nihâyet zaman doldu, Allah’ın azap
emri geldi. Lût kavminin yaşadığı bölgenin üstü altına getirildi. Allah katında
özel işaretlenmiş, kimin başına ineceği belirlenerek istif edilmiş, ateşte
pişmiş taşlar, üzerlerine yağmur gibi peş peşe yağdırıldı. Böylelikle helak
edildiler.

“Ateşte
pişirilmiş taş” tanımıyla ilk akla gelen şey bir yanardağ patlamasıdır. Yer
kabuğunun altında “kaynayan kayalar” şeklinde tarif edebileceğimiz erimiş
madenler, yanardağ patlamasıyla fırlatıldığında, şiddetli yer sarsıntılarının
eşliğinde, çevreye küller ve dumanlarla birlikte, irili ufaklı taşlar ile
aralarından şimşekler çakan volkanik püskürtüler ve lav parçaları halinde âdeta
gülleler yağar. Allah’ın bu nevi azapları zalimlerden uzak değildir. Hangi zamanda
ve her nerede olurlarsa olsunlar zulmedenler, böyle ilâhî azaplara uğramaktan
korkarak, yaptıkları günah ve haksızlıklardan vazgeçsinler!

İnsanlık
tarihinin bir başka ibret verici sayfası da şudur:

Hûd Suresi tefsiri için tıklayınız…

Ayrıca Bakınız.  Nisâ Suresi 40. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Hûd Suresi 81. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…

Kaynak: https://www.islamveihsan.com/

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın