Kuran-ı Kerim

Hicr Suresi 16. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Hicr Suresi 16. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.

Hicr Suresi 16. ayeti ne anlatıyor? Hicr Suresi 16. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…

Hicr Suresi 16. Ayetinin Arapçası:

وَلَقَدْ جَعَلْنَا فِي السَّمَٓاءِ بُرُوجًا وَزَيَّنَّاهَا لِلنَّاظِر۪ينَۙ

Hicr Suresi 16. Ayetinin Meali (Anlamı):

Gerçekten biz, gökyüzünde muazzam burçlar yarattık ve ibretle temâşâ edecekler için onu süsledik.

Hicr Suresi 16. Ayetinin Tefsiri:

 اَلْبُرُوجُ (burûc), burç kelimesinin çoğuludur.
“Burç” ise kelime olarak “yüksek köşk, kale” mânasına gelir. Nitekim, Her nerede olursanız olun, isterse tahkim
edilmiş sağlam ve yüksek kaleler içinde bulunun ölüm mutlaka gelip sizi yakalar”
 (Nisâ 4/78) âyetinde bu mânada
kullanılır. Bunun yanında kalelerin kulelerine burç denildiği gibi, güneşin
bir senede takip ettiği yörüngenin içlerinden geçtiği, belli sembollerle
gösterilen on iki takımyıldızından her birine de burç denilir. Astronomi
biliminin yeni yaptığı keşif ve izahlara göre burçlardan maksadın “takım
yıldızları” yahut “yıldız kümeleri” olduğu belirtilir. Yüce Rabbimiz bu senedız
kümelerini yaratmış, gökyüzünü bunlarla donatmış, her birini muhteşem ışık ve
şekillerle tezyin etmiştir. Bunlar o kadar güzel, o kadar muhteşem, o kadar
büyük bir ilâhî sanat eserleridir ki, dikkat nazarlarını üzerine çekmemesi ve
bakanların bunlardan ibret almaması olabilecek değildir. Bunlar, Allah Teâlâ’nın
varlığını, birliğini, sonsuz ilim ve kudretini gösteren apaçık delillerdir.
Lakin bunun fark edilebilmesi için birinin bakabilecek, baktığını görebilecek,
gördüğünün ötesini sezip ibret alabilecek ince ve hassas bir görüşe sahip
olması lâzımdır. Hâsılı bu esrârengiz gökyüzünün ve orada bulunan sonsuz güzellikteki
burçların yaratılış hikmeti, iman, hikmet ve ibret gözüyle bakabilenlere Allah
Teâlâ’nın ne yüce bir yaratıcı ve sanatkâr olduğunu idrak ve temâşâ
ettirmektir.

Allah
Teâlâ bu burçları öylesine bir koruma altına almıştır ki, hiçbir şeytan onlara
ulaşamaz. Cinleri de içine alan tüm şeytanlar, dünya küresiyle
sınırlandırılmışlardır. Onların bu küreden ayrılıp diğer kürelere geçebilme
kabiliyetleri yoktur. Bu bilgi, insanlar içinde günümüzde bile yaygın olan
bir yanlış anlamayı ortadan kaldırmaktadır. Çünkü insanlar, şeytan ve
yandaşlarının kâinatta her tarafa gidebildiklerine inanmaktadırlar. Kur’an, bu
yanlış anlayışın zıddına, şeytanların belirli sınırları aşamayacaklarını ve
sınırsız bir güce sahip olmadıklarını haber vermektedir. Bu bilgi, bunun yanı sıra
şeytanların yalan yanlış haberlerine dayanan kehânet, büyü ve falcılık gibi
sahtekârlıkların aslının olmadığını ortaya koymaktadır. Şeytanlardan sınırı
aşıp da kulak hırsızlığı yaparak göğün sırlarından bir şey almak isteyeni de
zaten apaçık, yakıcı bir alev topu kovalar. Onu yakalayıp yakar, yok eder; o
bilgiyi çalmasına müsaade etmez. (bk. Saffât 37/7-10; Cin 72/8-9)

Gökyüzüünü
en ince sanat eserleriyle tezyin ettiğini haber veren ilâhî kudret, şimdi de
yeryüzüne yönelmektedir:

Hicr Suresi tefsiri için tıklayınız…

Ayrıca Bakınız.  Yunus Suresi 26. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Hicr Suresi 16. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…

Kaynak: https://www.islamveihsan.com/

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın