Hicr Suresi 14. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Hicr Suresi 14. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.
Hicr Suresi 14. ayeti ne anlatıyor? Hicr Suresi 14. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…
Hicr Suresi 14. Ayetinin Arapçası:
وَلَوْ فَتَحْنَا عَلَيْهِمْ بَابًا مِنَ السَّمَٓاءِ فَظَلُّوا ف۪يهِ يَعْرُجُونَۙ
Hicr Suresi 14. Ayetinin Meali (Anlamı):
Hatta üzerlerine gökten bir kapı açsak da oradan yukarılara çıksalar bile,
Hicr Suresi 14. Ayetinin Tefsiri:
Burada
kâfirlerin inanmamak için ileri sürdükleri mûcize talep etmek, meleklerin
getirilmesini istemek gibi tüm mazeretler çürütülür. Zira onların derdi,
peygamberliğin doğruluğuna delil bulmak değil, aksine inanmamak için sudan
bahaneler uydurmaktır. Peygamberin doğruluğuna delil istediklerinde üzerlerine
gökyüzünden bir kapı açılsa, oradan kuds ve melekiyet âlemine çıksalar ve
gerçeği gözleriyle apaçık görseler, öyle bir inkârcı ve inatçı karaktere
sahiptirler ki, gördükleri bu gerçeklerin gerçek değil de hayali şeyler
olduğunu ve birileri aracılığıyla yanıltıldıklarını iddia ederler. Ayette geçen فَظَلُّوا (fezallû) fiili, göğe yükselme işinin
gündüz gerçekleştiğine delalet eder. Yani her şeyin açıkça görüldüğü ve görmede
hiçbir tereddüdün olmadığı gündüzün çıksalar ve görseler yine inatlarından vazgeçmezler.
Hiçbir şey görmediklerini söylerler, gördüklerini de inkâr ederler. (İbn Âşûr, et-Tahrîr
ve’t-tenvîr, XIV, 26)Hatta, “daha doğrusu biz büyülendik herhalde,
gördüklerimiz sihre uğramış birinin hayallerinden öte bir şey değil” derler.
Bu
tablolar, gerçeği kabule engel olan kibri ve pervasız bir inadı canlandırıp,
bunun olanca açıklığı ile ortaya çıkmasını sağlar. Böyle bireylerin inanması ve
doğru yolu bulması çok zordur. Bunlarla tartışmanın da hiçbir faydası yoktur.
Çünkü bunların inanmamaları, iman etmek için yeterli delil bulamamalarından
değil, gerçek karşısında kibirli ve inatçı bir tutum sergilemelerinden
ötürüdür. Dolayısıyla burada anlatılan kibirli, gerçeklere kapalı ve onları
görmek istemeyen insanın temsilidir. Bu karakter yapısı, belli bir bölgeye ve
belli bir zaman dilimine mahsus değildir. Aksine bu, fıtratı bozulan, basîreti
kapanan, içindeki anlayı güçleri devre dışı kalan, etrafındaki muazzam ve
muhteşem kâinatla ve onda sergilenen ilâhî kudret akışı ve azamet
tecellileriyle alakasını koparmış her insanın misâlidir. Oysa insan, Allah’ın
birliğini ve sonsuz kudretini göstermek üzere gözünün önüne dikilmiş olan şu
muazzam delil ve işaretlere insafla bakıp bunları ibretle seyredecek olsa, hiç
zaman kaybetmeden o ölümsüz gerçekle bir araya gelecektır:
Hicr Suresi tefsiri için tıklayınız…
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Hicr Suresi 14. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…
Kaynak: https://www.islamveihsan.com/