En’âm Suresi 71. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

En’âm Suresi 71. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.
En’âm Suresi 71. ayeti ne anlatıyor? En’âm Suresi 71. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…
En’âm Suresi 71. Ayetinin Arapçası:
قُلْ اَنَدْعُوا مِنْ دُونِ اللّٰهِ مَا لَا يَنْفَعُنَا وَلَا يَضُرُّنَا وَنُرَدُّ عَلٰٓى اَعْقَابِنَا بَعْدَ اِذْ هَدٰينَا اللّٰهُ كَالَّذِي اسْتَهْوَتْهُ الشَّيَاط۪ينُ فِي الْاَرْضِ حَيْرَانَۖ لَهُٓ اَصْحَابٌ يَدْعُونَهُٓ اِلَى الْهُدَى ائْتِنَاۜ قُلْ اِنَّ هُدَى اللّٰهِ هُوَ الْهُدٰىۜ وَاُمِرْنَا لِنُسْلِمَ لِرَبِّ الْعَالَم۪ينَۙ
En’âm Suresi 71. Ayetinin Meali (Anlamı):
Onlara şöyle söyle: “Allah’ı bırakıp da bize bir fayda ve zarar vermeyen o sahte tanrılara mı tapalım? Allah bizi doğru yola erdirdikten sonra ökçelerimiz üstüne gerisin geri küfre mi dönelim? Tıpkı, «Bize gel!» diye kendisini yolun doğrusuna çağıran dostları varken, onları dinlemeyip, şeytanların ayartmasına kapılarak yeryüzünde şaşkın şaşkın dolaşan ahmak kimsenin durumuna mı düşelim?” De ki: “Allah’ın gösterdiği yol, en doğru yoldur. Bize Âlemlerin Rabbine teslim olmamız emredildi.”
En’âm Suresi 71. Ayetinin Tefsiri:
Müşrikler,
bazan Peygamberimiz (s.a.s.)’i ve mü’minleri İslâm’dan vazgeçip tekrar
atalarının dinine dönmeye, putlara tapmaveyavet ediyor ve bu hususta müslümanlara
öğüt vermeye çalışıyorlardı. Bu âyette onların bu nevi çağrılarına verilecek
yanıt beyân edilir. Ayrıca tevhitten sonra şirke sapan, hidâyetle dalâlet
içinde bocalayan, kalbini tek ilâhla çeşitli ilâhlar içinde bölen kimsenin
iç âleminde yaşadığı şaşkınlık bir temsille anlatılır. Şöyle ki: O şaşkın
birinin etrafını şeytanlar sarıyor, onu aldatıp Allah’ın yolundan saptırıyor ve
küfre itiyorlar. Dolayısıyla o kişi bu halde şaşkın şaşkın dolaşıyor. Duyguları
ve hisleri hidâyetle dalalet içinde gidip geliyor. Ama onun kendisini “Bize
gel!” diye doğru yola çağıran dostları da var. O ise şaşkın halde bulunmakla
hidâyet çağrısına uymak içinde bocalıyor. Hangi fırkaya uyacağını ve hangi
tarafa gideceğini bilemiyor. Burada bir psikolojik ızdırabın manzarası
canlandırılır. Bu manzara, Allah’ın dinini tanımış ve onun zevkine ermiş, sonra
irtidad ederek sahte ilâhların kulu kölesi olmuş, korku ve baskıların ezici
darbesi altında kalıp yalancı ilâhlara tapma durumunda kalan, böylece sürekli olarak
bir ruhî ızdırap içinde olan bireylerin halini anlatır. (Seyyid Kutub, Fî
Zılâl, II, 1131)
Halbuki
gerçek hidâyet Allah’ın gösterdiği doğru yol olup, bunu elde etmenin şartı
kamil bir iman ile Âlemlerin Rabbi Allah’a teslim olmak, namazı dosdoğru kılmak
ve Allah’tan hakkiyle korkmaktır. Allah’ın emrine uygun hareket etmekten başka
bir yol yoktur. Çünkü mahşer günü O’nun huzurunda toplanıp hesap vermek
kaçınılmazdır. O halde insanlar, kendilerini bekleyen bu kesin gerçekten gafil
olmamalıdırlar. Bu hususta en ufak bir şüphe taşıyanların, Allah’ın istediğini
yapabilecek bir kudrete sahip olduğunu görmek üzere göklerin ve yerin
yaratılışına ibretle bakmaları yeterli olacaktır:
En’âm Suresi tefsiri için tıklayınız…
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
En’âm Suresi 71. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…
Kaynak: https://www.islamveihsan.com/