Kuran-ı Kerim

En’âm Suresi 45. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

En’âm Suresi 45. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.

En’âm Suresi 45. ayeti ne anlatıyor? En’âm Suresi 45. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…

En’âm Suresi 45. Ayetinin Arapçası:

فَقُطِعَ دَابِرُ الْقَوْمِ الَّذ۪ينَ ظَلَمُواۜ وَالْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ

En’âm Suresi 45. Ayetinin Meali (Anlamı):

Böylelikle zulmedip duran o kavmin kökü büsbütün kesilmiş oldu. Âlemlerin Rabbi Allah’a hamdolsun!

En’âm Suresi 45. Ayetinin Tefsiri:

Bu
yol bollukla imtihan yoludur. Şeytanın güzel gösterdiği çirkin işlere dalmaları
sebebiyle peygamberlerin ikazlarını dikkate almayan, başlarına gelen darlık ve
sıkıntıları da unutan bu toplumlara bu kez Allah belki şükrederler diye bol bol
nimetler verdi, bütün nimetlerin kapılarını üzerlerine açtı. Her türlü
rahatlıklar, sıhhatler, zaferler, başarılar, zevkler, safa ve eğlenceler
hizmetlerine amâde oldu. Ne arzu etseler bulabilecek, ne isteseler yapabilecek
bir duruma geldiler. Kendilerine, bizzat kendi arzu ve iradelerinden başka yasak
koyacak bir merci, bir güç görmüyorlardı. Onlar da Allah’ın bu nimetlerinin
kıymetini bilip şükredecekleri yerde şımardılar. Tuttukları yolun iyi olduğuna
ve bütün bunların kendi hakları olduğuna ve her türlü mesuliyetten azat
olduklarına hükmettiler. Her şey kendilerininmiş, Allah ve âhiret yokmuş gibi
zevk u sefaveyaldılar. Tam böyle ferahlandıkları, şımardıkları, adeta “gel
keyfim gel” dedikleri bir sırada Allah onları azabıyla yakalayıverdi. Bütün
ümitleri kesildi. Büyük bir ümitsizlik ve tam bir mahrumiyet içinde
donakaldılar. Ebedi bir pişmanlık ve hasret içine düştüler. Zulümleri sebebiyle
kökleri kesildi, soyları, nesilleri kurudu. Arkalarında hiçbir kimse
bırakılmadı, hepsi yok edildi ve bu biçimde eziyetlerine son verildi. Kâfirlerin
ve asilerin helak edilmesi, onların bozuk inançlarının ve kötü amellerinin
uğursuzluğundan geride kalan yeryüzü ehli için bir kurtuluştur. Hamdi
gerektiren büyük bir nimettir. Bu nedenle ayet “Âlemlerin Rabbi Allah’a
hamdolsun!”
(En‘âm 6/45)diye sona ermektedir.

Resûl-i
Ekrem (s.a.s.): “Allah Teâlâ’nın, günah ve masiyetlere dalmış birine sevdiği
dünya nimetlerini verdiğini gördüğün zaman bil ki bu, onu ağır ağır, farkına
varmadan felakete sürüklemek içindir”
buyurmuş, sonra da bu 44. âyeti
okumuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 145)

Kullarını
başlarına gelebilecek ceza ve musibetlere karşı uyaran Yüce Allah, tabi ki
söyediklerini ve istediği her şeyi yapacak güç sahibidir: 

En’âm Suresi tefsiri için tıklayınız…

Ayrıca Bakınız.  Tevbe Suresi 16. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

En’âm Suresi 45. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…

Kaynak: https://www.islamveihsan.com/

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın