En’âm Suresi 160. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
En’âm Suresi 160. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.
En’âm Suresi 160. ayeti ne anlatıyor? En’âm Suresi 160. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…
En’âm Suresi 160. Ayetinin Arapçası:
مَنْ جَٓاءَ بِالْحَسَنَةِ فَلَهُ عَشْرُ اَمْثَالِهَاۚ وَمَنْ جَٓاءَ بِالسَّيِّئَةِ فَلَا يُجْزٰٓى اِلَّا مِثْلَهَا وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ
En’âm Suresi 160. Ayetinin Meali (Anlamı):
Kim bir iyilik yaparsa, yaptığının on katıyla mükâfatlandırılacaktır. Kim de bir kötülük yaparsa fakat o kötülüğe denk bir ceza görecektir. Kimseye en ufak bir haksızlık yapılmayacaktır.
En’âm Suresi 160. Ayetinin Tefsiri:
İyilikler
en az bire on mükâfatlandırılır. Bu, asgari sınırdır. Üst sınırı ise
belirlenmemiştir. Nitekim: “Mallarını Allah yolunda harcayanların misâli,
yedi başak bitiren ve her başakta yüz dâne bulunan bir tek tohumun hâli
gibidir. Allah, dilediğine kat kat fazlasını da verir. Çünkü Allah, lütfu pek
geniş olan ve her şeyi hakkıyla bilendir” (Bakara 2/261) âyetinde bire yedi
yüz ve duruma göre onun katları, yani bire bin dörtyüz, iki bin sekizyüz… va‘dedilmektedir.
Demek ki iyilik güzel bir şeydir ve ilâhî rahmet de nihâyetsiz bir biçimde
geniştir. Herkes ihlas, niyet ve şartlarına uygun yerine getirebilme nispetinde
yaptığı iyiliğin mutlaka birkaç mislini ve en az on katını alacaktır. Şu misâl ne
kadar ibrete şâyandır:
Güney
Arnavutluk’ta yoksul bir kadın vardı. Bir kış günü gariban bir çocuğun perişan
hâline dayanamayarak ona bir çift eski partal ayakkabı verdi. Zaman geldi bu
çocuk devşirme usûlüyle Osmanlı sarayına girdi. Orada yükseldi ve Ayaz Paşa
ismiyle ünlü oldu. Lakin Ayaz Paşa eski günlerini unutmamış, o eski
pabuçlarını da bir yere saklamıştı. Paşa olunca bu pabuçların içini altınla
doldurdu ve bir şükran ifadesi olarak o yoksul kadına gönderdi. (İlber Ortaylı, Osmanlıyı
Yeniden Keşfetmek, s. 30)
Bu
misâl, muhtâca yardım etmenin dünyevî bir faydasını göstermektedir. Kim bilir
âhiretteki faydası nasıl olacaktır?!.
Günahlar
ve kötülüklere gelince, bunlar affedilmeyip cezalandırılması gerektiği zaman,
fazla değil yapılan kötülüğün tam dengi bir ceza ile cezalandırılır. Hiç
kimseye zerre kadar zulmedilmez, haksızlık yapılmaz. Ne iyilik sahiplerine,
yaptıkları iyilikten eksik mükâfat verilir; ne de kötülük sahiplerine,
kötülüklerinden fazla ceza verilir. İşte Allah’ın dini böyle dosdoğru bir
dindir:
En’âm Suresi tefsiri için tıklayınız…
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
En’âm Suresi 160. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…
Kaynak: https://www.islamveihsan.com/