A’râf Suresi 55. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

A’râf Suresi 55. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.
A’râf Suresi 55. ayeti ne anlatıyor? A’râf Suresi 55. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…
A’râf Suresi 55. Ayetinin Arapçası:
اُدْعُوا رَبَّكُمْ تَضَرُّعًا وَخُفْيَةًۜ اِنَّهُ لَا يُحِبُّ الْمُعْتَد۪ينَۚ
A’râf Suresi 55. Ayetinin Meali (Anlamı):
Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin. Çünkü O, aşırı gidenleri sevmez.
A’râf Suresi 55. Ayetinin Tefsiri:
Dua,
âdâbına riâyet ederek kulun gereksinimlerini Rabbinden istemesidir. Dua, mü’minin
istinatgâhı ve kulluğun özüdür. Allah’ın huzuruna arzedilen bütün dualara icâbet
olunur ve bunlar bir bir kabul edilir. Zira Rabbimiz: “Bana dua edin, size
yanıt vereyim” (Mü’min 40/60) buyurur. Lakin duanın kabul olması için
Allah Teâlâ’nın razı bulunacağı bir ihlas, içtenyet, gönül kırıklığı, tazarru ve
niyaz halinde yapılmalıdır. Bağırıp çağırmak, emreder gibi istemek doğru
değildir. Bu nedenle burada bize Rabbimize yalvara yakara, gizlice, için için,
azabından korkarak ve rahmetini umarak dua etmemiz emredilmektedir. Bu hususta
haddi aşanları Allah’ın sevmediği ihtarı yapılırken; güzel işler yapan, yaptığı
işi güzel yapan, daima iyilik peşinde olan, her türlü bozgunculuktan uzak duran
ihsan sahiplerinin Allah’ın rahmetine erecekleri müjdesi verilir.
Ebu
Mûsâ el-Eş‘ârî’nin naklettiği şu hadise duada takınılması gereken edebi
açıklar:
Biz
Allah Resûlü (s.a.s.)’le birlikte bir gazada yer alıyorduk. İnsanlar yüksek sesle
tekbir getirmeye başladılar. Peygamberimiz:
“ Ey insanlar! Kendinize acıyın; siz sağıra yahut burada olmayana
dua etmiyorsunuz. Bilakis siz işiten, bilen ve sizinle birlikte olana dua
ediyorsunuz” buyurdu.” (Buhârî, Tevhid 9; Müslim, Zikir 44-45)
56.
âyette geçen “Yeryüzü düzene konduktan sonra orada fitne fesat çıkarıp
bozgunculuk yapmayın” yasağından şu mânaları anlamak olabilecekdür: Cenâb-ı Hak
yeryüzünü yaratmış, düzenini tesis etmiş ve kullarının gereksinimlerini temin
edecek bütün nimetleriyle onu insanoğlunun emrine âmâde kılmıştır. Ayrıca nasıl
bir kulluk yapacaklarını bildirmek üzere peygamberler ve kitaplar göndermiştir.
Bu nimetlerin Allah’ın razı bulunacağı biçimde kullanılması ve kurulan bu düzenin
korunup devam ettirilmesi vazifesini de yine insana yüklemiştir. Bu vazifeyi
başarıyla ifa edebilmek için “bozgunculuk yapmayın” şeklindeki ilâhî
tâlimatı iyi anlamak ve gereğini tatbik etmek mecburiyeti mevcuttur. Hülasa olarak
ifade etmek gerekirse insana dünya çapındaki hiçbir düzenli şeyi bozmama emri
verilmiştir. Bu bağlamda öldürme, yaralama, gasp ve hırsızlık gibi insana
verilen zararlar; inkâr ve bid‘atlerle dine verilen zararlar; zina, livata,
zina iftirası gibi insan onuruna, namusuna ve aileye verilen zararlar; sarhoş
edici şeylerle akla verilen zararlar bu yasağın şumûlüne girmektedir. Çünkü
dünya yaşamında insanlara ait beş temel hak ve menfaat konusu mevcuttur: Can, mal,
nesep, din ve akıl. İşte “Bozgunculuk yapmayın!” buyruğu bütün bu hak ve
menfaatlerle bunların muhtevasına giren diğer şeylerin muhafaza edilmesinı gerektirir.
Bunlar korunmadığı ve bunları korumak için gereken çalışmalar yapılmadığı
takdirde dünyada karışıklıkların çıkmasına ve düzenin bozulmasına engel olmak
olabilecek değildir.
O
halde Rabbinizin kâinatta nasıl bir düzen içinde işlerini yönettiğini ibretle
seyredip, siz de yaşamınızı aynı düzen içinde devam ettirmeye çalışın ve âhiret
gerçeğini düşüncenizden çıkarmayın:
A’râf Suresi tefsiri için tıklayınız…
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
A’râf Suresi 55. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…
Kaynak: https://www.islamveihsan.com/