A’râf Suresi 184. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
A’râf Suresi 184. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.
A’râf Suresi 184. ayeti ne anlatıyor? A’râf Suresi 184. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…
A’râf Suresi 184. Ayetinin Arapçası:
اَوَلَمْ يَتَفَكَّرُوا مَا بِصَاحِبِهِمْ مِنْ جِنَّةٍۜ اِنْ هُوَ اِلَّا نَذ۪يرٌ مُب۪ينٌ
A’râf Suresi 184. Ayetinin Meali (Anlamı):
Onlar, senelerdır aralarında yaşayan dostları Muhammed’de en ufak bir delilik emâresi dahi olmadığını hiç düşünmediler mi? O, fakat apaçık bir ikazcıdır.
A’râf Suresi 184. Ayetinin Tefsiri:
Âyetin
şöyle bir iniş sebebi olduğu rivayet edilir: Bir gün Allah Resûlü (s.a.s.) Safâ
tepesine çıkıp “Ey filân oğulları, ey filân oğulları…” diye kabile
kabile, aile aile Kureyş’i çağırdı. Etrafına toplandılar. Onları, iman
etmedikleri takdirde Allah’ın azabı ve başlarına getireceği musibetler ile ilgili
ikaz etti. İçlerinden birisi: “Hiç şüphe yok, bu arkadaşınız delirmiş.
Bırakalım sabaha kadar bağırsın dursun” dedi de bunun üzerine Allah Tealâ bu
âyet-i kerîmeyi indirdi. (Taberî, Câmi‘u’l-beyân, IX, 182)
Resûl-i
Ekrem (s.a.s.) uzun seneler onların içinde yaşamıştı. Mekkeliler onu çok iyi
tanıyorlardı. Arkadaşlık ve komşuluk yapıyorlar, dostluğundan yararlanıp
duruyorlardı. Onu “Muhammedü’l-Emîn” diye çağırıyorlardı. Bu nedenle
Efendimiz’in kişiyinda delilikten en ufak bir eser, en ince bir iz olmadığını
çok iyi biliyorlardı. Zaten âyette “kendi dostları” ifadesinin kullanılması
da onlara bu gerçeği iyice vurgulamak içindir. Lakin kapıldıkları kibir ve
gurur sebebiyle ve bir takım çıkar hesapları yüzünden bunu düşünecek fırsatları
bile yoktu. O halde şunu bilmeliler ki
Hz. Muhammed, delilikle alakası olan bir diğerideğil, fakat ebedî azap hususunda
apaçık bir ikazcıdır.
Madem
onlar Hz. Muhammed (s.a.s.)’in peygamberliğini anlayamıyorlar, o halde Allah’ın
kudretini görmek için hiç nazarlarını varlık âlemine ve orada bulunan sonsuz ihtişam
ve güzellikteki ilâhî kudret akışlarına da mı çevirmiyorlar:
A’râf Suresi tefsiri için tıklayınız…
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
A’râf Suresi 184. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…
Kaynak: https://www.islamveihsan.com/