Âl-i İmrân Suresi 193. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Âl-i İmrân Suresi 193. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.
Âl-i İmrân Suresi 193. ayeti ne anlatıyor? Âl-i İmrân Suresi 193. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…
Âl-i İmrân Suresi 193. Ayetinin Arapçası:
رَبَّنَٓا اِنَّنَا سَمِعْنَا مُنَادِيًا يُنَاد۪ي لِلْا۪يمَانِ اَنْ اٰمِنُوا بِرَبِّكُمْ فَاٰمَنَّاۗ رَبَّنَا فَاغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَكَفِّرْ عَنَّا سَيِّـَٔاتِنَا وَتَوَفَّنَا مَعَ الْاَبْرَارِۚ
Âl-i İmrân Suresi 193. Ayetinin Meali (Anlamı):
“Rabbimiz! Gerçekten biz, «Rabbinize iman edin!» diye imana çağıran Peygamber’i işittik ve hemen iman ettik. Rabbimiz, günahlarımızı bağışla, kusurlarımızı ört. Vefatımızla bizi hayırlı, fazilet sahibi ve itaatkâr kullarının arasına kat!”
Âl-i İmrân Suresi 193. Ayetinin Tefsiri:
Huzûr-i ilâhîde rezil olmak gibi büyük bir mânevî azaptan
kurtulmak ve kıyâmette yardımcısız kalmamak isteyen akıllı bireylerin yapması
gereken şey, “Rabbinize iman edin!” diye imana davet eden ve bunun için birden fazla
iknâ edici deliller sunan Peygamber Efendimiz’e
itaat etmek ve Kur’ân-ı Kerîm’in ahkâmına uymaktır. Îmandan sonra yapılması
gereken ilk iş de, günah ve kusurlardan uzak durup onlardan temizlenmeye
çalışmaktır.
Âyetten anlaşıldığına göre bir müslüman, imanını ve Peygamber Efendimiz’e itaatini vesîle
edinerek Allah’tan af dileyebilir. Bundan sonra da, itaatkâr ve sâlih kullardan
olup, son nefesini bu hâl üzere verme gayreti içinde olmalıdır. Yani bir
mü’min, Allah’ın râzı olduğu bir kul olarak yaşamalı, böyle insanlarla birlikte
bulunmalı ve âhirette de onlarla birlikte haşrolunmak için dua etmelidir. Şunu
da unutmamalıdır ki; kişi yaşadığı hâl üzere ölür ve öldüğü hâl üzere
haşrolunur.(Münâvî, Feyzu’l-kadîr, V, 663; Zemahşerî, el-Keşşâf,
V, 247)
Cenâb-ı Hak şöyle buyurur:
“Yoksa kötülükleri işleyip duranlar, kendilerini iman edip sâlih
ameller yapanlarla bir tutacağımızı mı sanıyorlar? Hayatları, ölümleri ve
ölümden sonraki durumları aynı olacak, öyle mi? Ne kötü hüküm veriyorlar!” (Câsiye
45/21)
Resûlullah (s.a.s.) de şöyle buyurmuştur:
“Her kul öldüğü hâl üzere diriltilir.” (Müslim,
Cennet 83)
Âyetin son bölümünden anlaşıldığına göre tefekkür ehli mü’minler,
sonunda Allah’a kavuşmayı arzu ediyorlar. Efendimiz’in beyânına göre:
“Kim Allah’a kavuşmayı severse Allah da ona kavuşmayı sever.” (Buhârî,
Rikâk 41; Müslim, Zikir 14-17)
Bütün korkuları Cenâb-ı Hakk’ın huzûrunda utanç verici bir
vaziyete düşmek olan mü’minler, dualarında Allah’a; “Bizi âhirette rezil ü
rüsvâ etme!” diye yalvarıyorlar:
Âl-i İmrân Suresi tefsiri için tıklayınız…
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Âl-i İmrân Suresi 193. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…
Kaynak: https://www.islamveihsan.com/