Bilgi Kervanı

Hayat, Toprakta Başlar ve Toprakta Biter

Hayat, Toprakta Başlar ve Toprakta Biter

Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Hayat, Toprakta Başlar ve Toprakta Biter ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Hayat, Toprakta Başlar ve Toprakta Biter başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Hayat, Toprakta Başlar ve Toprakta Biter ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.

Hayat, her canlı varlık için toprakta başlar ve yine onda biter.

Mevlana Hazretleri Mesnevi’de buyurur ki:

“Her meyvenin tohumu, önce yerdedir. Yere girer, ondan sonra yerden başkaldırır, yükselir.”

“Bütün nimetlerin asılları, gökten toprağa yağdı, toprağın altına girdi. Ondan sonra tertemiz cana gıda oldu.” (c.3, 459-460)

Canlı-cansız bütün varlıkların, vücûd cevheri itibariyle aslı “toprak”tır. Toprağın değişerek biçimden şekile bürünmesi, canlıları vücûda getirir. Cenâb-ı Hak, dünyamızın dörtte üçünü su ile kaplamış ve fakat dörtte birini kara olarak bırakmıştır. Bu dörtte birin de belki fakat dörtte birinin otuz santimlik tabakası bitki yetiştirmeye müsâiddir. Bu demek oluyor ki, dünyanın yüzölçümü itibariyle, fakat onaltıda birini teşkil eden bölümünde mevcut toprak, dünyaya gelmiş ve gelecek nebât, hayvan ve bireylerin bedenlerinin teşekkülü için tükenmez bir hazine olmuştur. Cenâb-ı Hak, onu nihâyetsiz bir istihâle (değişim) yasasına tâbî kılmış ve sayısız beden için onu yegâne bir sermaye hâline getirmiştir. Eğer -ezelden ebede- dünyaya gelecek olan nebât yahut hayvanlardan bir çeşidi, dünyaya toptan gelmiş olsaydı; mekân ve gıda o bir tek nev’e bile kâfî gelmezdi. Bunu farazâ, bir çam ağacı yahut fil için aklınıza getirebilirsiniz. İnsan da aynı durumdadır. Bütün insanlar aynı anda dünyaya gelmiş olsaydı; ne beslenme, ne de adım atacak bir imkân bulabilirlerdi. Bundan dolayıdır ki, Cenâb-ı Hak, bütün mahlûkâtını aslı toprak olan bir sermayeyi tercih ederek ilâhî bir tanzimle “nöbetleşe” dünyaya gönderir. Hayat, her canlı varlık için toprakta başlar ve yine onda biter.

Ayrıca Bakınız.  Astım ilacı orucu bozar mı? Astım spreyi oruçluyken kullanılır mı?

TOPRAĞIN ÖZELLİKLERİ

İnsan topraktan yaratıldığı için toprağın ayrıntı kısmını taşır. Toprak, zaman za­man kurur, sıcaktan kavrulur, suya hasret çeker. Bir mevsim kışın cefâsına katlanır. Zamanı gelir, bol bahar yağmurları ile yeniden dirilir. Binbir güzellik, renk, koku ve âhengi ile ilâhî kudret akışlarını sergiler. İnsan da böyledir. Hayat ihtirasının girdapla­rında, çöllerdeki kum fırtınaları gibi çalkalanır durur. Nefsin sultasında kendisini perîşân eder. Lakin nefs engelini aşması neticesinde, kâmilleşir. Toprağın bahar yağmurlarından hayat bulduğu gibi feyz ve rahmet tecellîlerine nâil olarak diğergâm­laşır. Böylelikle kendisine gelen nîmetleri, bir bahâr bereketinin güzellik ve bolluğu içinde Allâh rızâsı için münbit topraklar misâli etrâfına infâk eder.

Hazret-i Mevlânâ’nın verdiği tohum misali, o tohumdan yaşanan bitkinin ya doğrudan doğruya, veya bir silsilelenmenin sonunda, yine toprağa döndüğünü ifade etmektedir. Bu kanundan, hiçbir canlı varlık hâriç kalamaz. Bu hâl, kâinâttaki sayısız azamet-i ilâhiyye tecellîlerinden biridir. Tefekkür sahiplerine ne mutlu!.. Âyet-i kerîmede şöyle buyurulmaktadır:

“İnsan, yediğine bir baksın!.. Şöyle ki: Yağmurlar yağdırdık. Sonra toprağı göz göz yardık da oradan ekinler, üzüm bağları, sebzeler, zeytin ve hurma ağaçları, iri ve sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar bitirdik. (Bütün bunlar) sizi ve hayvanlarınızı faydalandırmak içindir.” (Abese, 24-32)

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Ab-ı Hayat Katreleri, Erkam Yayınları

TOPRAGIN MÂNEVÎ ÖZELLİKLERİ

Toprağın Mânevî Özellikleri

İNSANIN GÖZÜNÜ ANCAK TOPRAK DOYURUR

Toprağın Mânevî Özellikleri

Kaynak: https://www.islamveihsan.com/

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın