Kuran-ı Kerim

Tevbe Suresi 28. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Tevbe Suresi 28. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.

Tevbe Suresi 28. ayeti ne anlatıyor? Tevbe Suresi 28. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…

Tevbe Suresi 28. Ayetinin Arapçası:

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِنَّمَا الْمُشْرِكُونَ نَجَسٌ فَلَا يَقْرَبُوا الْمَسْجِدَ الْحَرَامَ بَعْدَ عَامِهِمْ هٰذَاۚ وَاِنْ خِفْتُمْ عَيْلَةً فَسَوْفَ يُغْن۪يكُمُ اللّٰهُ مِنْ فَضْلِه۪ٓ اِنْ شَٓاءَۜ اِنَّ اللّٰهَ عَل۪يمٌ حَك۪يمٌ

Tevbe Suresi 28. Ayetinin Meali (Anlamı):

Ey iman edenler! Müşrikler birer pislikten ibarettir. Onun için artık bu senedan sonra Mescid-i Harâm’a yaklaşmasınlar! Eğer onların engellenmesiyle yeterli gelir elde edememekten, bundan dolayı yoksulliğe düşmekten korkarsanız, unutmayın ki, Allah dilediği takdirde lutf u keremiyle sizi zenginleştirir. Şüphesiz Allah her şeyi bilen, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olandır.

Tevbe Suresi 28. Ayetinin Tefsiri:

Müşrikler
bâtıl inançları, ahlâkî telakkileri ve yaşayışlarıyla mânen pis oldukları gibi,
abdest, gusül ve tahâret nedir bilmedikleri içinde mânen pistirler. Onları esas
pislik yapan şey ise işledikleri şirk günahıdır. Çünkü şirk manevî pisliklerin
en kötüsüdür. Nasıl inançsız, gusülsüz, abdestsiz hiçbir ibâdet yapılamazsa,
içinde Kâbe de bulunan Mescid-i Haram’a aynı tarz pislik içinde girilmez. Bu
nedenle hicri 9. sene itibariyle müşriklerin Mescid-i Haram’a yaklaşmaları
yasaklanmış, bunu sağlama vazifesi de müslümanlara verilmiştir. Âyetteki اَلْمَسْجِدُ الْحَرَامُ (el-Mescidu’l-Harâm),
ifadesi âlimlerimiz aracılığıyla Harem bölgesi olarak anlaşılmış ve müşriklerin
Harem diye bilinen bölgeye girmeleri o tarihten günümüze kadar yasaklanmıştır. Kur’ân-ı
Kerîm’in yer yer yahudi ve hıristiyanları kâfir olarak, bazan de müşrik olarak
vasıflandırması sebebiyle onlar da müşriklerle aynı katagoride
değerlendirilerek o tarihten ibu yana Harem bölgesine alınmamışlardır.
Günümüzde de uygulama bu biçimdedir. müslüman olmayanlar Harem bölgesine
girememektedirler.

Mekke’de
müslümanların geçim kaynağını Beytullah’ı ziyarete gelen bireylerin sağladığı
kazançlar teşkil etmekteydi. Müşriklerin bu bölgeye girmelerinin yasaklanması,
onların sağladıkları faydaların da bir anda sona ermesi demekti. Dolayısıyla bu
durum müslümanlarda ister itemez iktisâdî yönden bir sıkıntı doğacağı yönünde
endişeye yol açtı. Cenâb-ı Hak: “Eğer onların engellenmesiyle yeterli
gelir elde edememekten, bundan dolayı yoksulliğe düşmekten korkarsanız, unutmayın
ki, Allah dilediği takdirde lütf ü keremiyle sizi zenginleştirir”
(Tevbe
9/28) buyurarak, onların gönlünü feraha kavuşturmuştur. Gerçekten de o seneden
ibu yana hayır ve bereket artmaya başladı. Çevre bölgelerdeki insanlar İslâm’la
şereflendiler ve Mekke’ye eskisinden daha fazla yiyecek getirdiler. Fetihler
başladıktan sonra ise dünyanın her aracılığıyla insanlar oraya akın akın gelmeye
başladı.

Âyetteki
“Allah dilediği takdirde” (Tevbe 9/28) kaydı, bütün umutların yalnızca
Allah’a yöneltilmesi gerektiğine vurgu yapmakta; sonra da Allah’ın bahşedeceği
bu refah halinin her zaman ve her toplum için değişmez bir şey olmayacağına,
değişme ihtimalinin bulunduğuna göze çarpmaktadır.

Kâfir
olan Ehl-i kitapla münasebetlere gelince:

Tevbe Suresi tefsiri için tıklayınız…

Ayrıca Bakınız.  İbrahim Suresi 31. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Tevbe Suresi 28. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…

Kaynak: https://www.islamveihsan.com/

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın