Kuran-ı Kerim

Mâide Suresi 104. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Mâide Suresi 104. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.

Mâide Suresi 104. ayeti ne anlatıyor? Mâide Suresi 104. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…

Mâide Suresi 104. Ayetinin Arapçası:

وَاِذَا ق۪يلَ لَهُمْ تَعَالَوْا اِلٰى مَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ وَاِلَى الرَّسُولِ قَالُوا حَسْبُنَا مَا وَجَدْنَا عَلَيْهِ اٰبَٓاءَنَاۜ اَوَلَوْ كَانَ اٰبَٓاؤُ۬هُمْ لَا يَعْلَمُونَ شَيْـًٔا وَلَا يَهْتَدُونَ

Mâide Suresi 104. Ayetinin Meali (Anlamı):

Onlara: “Allah’ın indirdiğine ve Peygamber’e gelin; onlar ne buyuruyorsa onu yapın” denildiği zaman: “Atalarımızı üzerinde bulduğumuz yol bize yeter” derler. Peki, ya ataları bir şey bilmeyen ve doğru yolu da bulamayan kimseler ise?

Mâide Suresi 104. Ayetinin Tefsiri:

Burada
kullanılan isimlerin mânaları şöyledir:

اَلْبَح۪يرَةُ (Bahîra): Deve beş kere yavrulayıp, en
sonuncu yavrusu erkek olunca, o devenin kulağını dilerler, ona binmeyi ve onu
kesmeyi kendilerine yasaklarlar ve onu putları için salıp âzâd ederlerdi.
Bundan dolayı artık onun tüyleri kırpılmaz, sırtına binilmez, su içmesine mâni
olunmaz, merâdan kovulmaz, kendisinden istifade edilemez, yürüyemeyecek kadar
âciz bir insan bile ona rastlasa, haram saydığı için ona binmezdi.

اَلسَّائِبَةُ (sâibe): İstediği yere gidip dolaşsın diye
salıverilen hayvan demektir. Bir kimse hastalansa yahut yolculuktan dönse yahut
nezretse yahuthut da bir nimete şükretmek istese, bunun için bir deve
salıverirdi. Veya deve on kere doğursa ve doğurdukları hep dişi olsa, sahibi
onu salıverirdi. Böylelikle bu da her hususta aynen bahîre gibi olurdu.

اَلْوَص۪يلَةُ (vasîle):“Başkasına
ulaştırılmış ve bitiştirilmiş” mânasındadır. Koyun, dişi doğurursa, bu
sahibinin olurdu. Eğer erkek doğurur ise, doğan bu yavru da putlarının olurdu. Eğer
erkek ve dişi karışık doğurur ise, “Bu kardeşine ulaştı” derler ve erkek
yavruyu, putlarına kurban etmezlerdi.

اَلْحَامُ (hâm): On sene
damızlık için kullanılan sonra salıverilen deve demektir. Bu da, sırtına
binilmesi haram olan develerdendir.

Bu
tür iddiaların din ve akıl ile bağdaşacak hiçbir tarafı yoktur. Bir şeyin helâl
yahut haram olduğuna karar vermek Allah’a ait olduğuna göre, hayvanlardan
istifade yönünden böyle sınırlandırmalar Allah ile ilgili yalan uydurmaktan
başka bir şey sayılmaz.

Geçmişlere
hürmet göstermek, onların güzel hal ve davranışlarını örnek almak yasaklanan
değil, bilakis teşvik edilen bir husustur. Lakin bunun cahillik ve sapıklık
değil, ilim ve hidâyet yolunda olması gerekir. Lakin ilmi, irfanı olan, hidâyet
üzere bulunan ve ilmiyle âmil kimselere ittiba edilebilir. Örf ve adetler de
meşrû ve makul olmak şartıyla kıymetlidir. Demek ki aslolan hakkı yani doğru
olanı bilmek, bulmak ve ona tabi olmaktır. Çünkü doğru olandan başkasına uyan
mutlaka zarar edecektir. Bu vesileyle Yüce Allah mü’minlere şu hatırlatmalarda
bulunur:

Mâide Suresi tefsiri için tıklayınız…

Ayrıca Bakınız.  Mâide Suresi 96. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Mâide Suresi 104. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…

Kaynak: https://www.islamveihsan.com/

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın