Kuran-ı Kerim

A’râf Suresi 171. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

A’râf Suresi 171. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Bu paylaşımımızda siz kıymetli okurlarımız için Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı bilgiler sunmaya çalıştık. Kuran Meali ve Tefsiri başlıklı konumuzu dikkatli okumanızı öneririz. Yazımızın detayın Kuran Meali ve Tefsiri ile alakalı geniş bir şekilde bilgilere sahip olacaksınız.

A’râf Suresi 171. ayeti ne anlatıyor? A’râf Suresi 171. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri…

A’râf Suresi 171. Ayetinin Arapçası:

وَاِذْ نَتَقْنَا الْجَبَلَ فَوْقَهُمْ كَاَنَّهُ ظُلَّةٌ وَظَنُّٓوا اَنَّهُ وَاقِعٌ بِهِمْۚ خُذُوا مَٓا اٰتَيْنَاكُمْ بِقُوَّةٍ وَاذْكُرُوا مَا ف۪يهِ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ۟

A’râf Suresi 171. Ayetinin Meali (Anlamı):

Bir zamanlar o dağı yerinden sökerek üzerlerine adeta bir gölgelik gibi kaldırmıştık da onun başlarına düşüvereceğini sanmışlardı. Biz de onlara şöyle demiştik: “Size verdiğimiz kitaba bütün gücünüzle sarılın ve içindeki kanun, irşat ve tavsiyeleri belleyip düşüncenizden kesinlikle çıkarmayın. Belki böylece Allah’a karşı gelmekten ve O’nun azabına uğramaktan sakınırsınız.”

A’râf Suresi 171. Ayetinin Tefsiri:

Tevrat
hükümleri bi hayli ağır ve zor olduğundan dolayı yahudiler bunu kabule
yanaşmamışlar, Allah Teâlâ da onları bunu kabule mecbur tutmak için dağı
yerinden sökerek bir gölgelik gibi üzerlerine kaldırmıştı. (bk. Bakara 2/63)

Burada
bu kıssanın hatırlatılmasındaki hikmet şudur: Allah’ın hükmüne ve kudretine
engel olmak olabilecek değildir. Gönül rızâsıyla O’na itaat etmeyenler, nihayet
zorla boyun eğmeye mecbur kalacaklardır. Bu açıdan dağın yerinden sökülüp bir
gölgelik gibi üzerlerine sarkıtılması gibi o dayanılması olabilecek olmayan zorlama
ve baskı mûcizesinin hükmünü unutmamak lazım gelir. Çünkü o ve onun gibi ilâhî
baskılar; deprem, heyelan, tufan, yanardağ patlaması ve yangın gibi büyük musibetler
her zaman vuku bulabilmektedir. Buna göre esas akıllılık, o duruma düşmeden,
hürriyet içinde ve gönül rızâsıyla hakkın emrine boyun eğmek ve kitabın
ahkâmına sarılmaktır. İnsanların her günah ve isyanlarına mukâbil dağlar
yerinden oynamasa da, her vakit Hz. Mûsâ’nın mûcizesi gibi bir mûcize olmasa
da, Allah’ın emrini tanımayan ve hakkın koyduğu ahkam ile mücadele etmek
sevdasında bulunanlar, Allah Teâlâ’nın, her zaman için dağlar kadar belaları
bireylerin başına yıkabilecek bir kudret ve kuvvete sahip olduğunu hiçbir zaman
unutmamalıdırlar. Cenâb-ı Hak mühlet verir, fakat ihmal etmez. Zaman zaman hem
kelâmî hem de kevnî olarak ikaz ve inzar da bulunarak intibaha davet eder.
Bunlardan gerekli dersleri çıkarıp doğru yola gelmeyenleri ise ebedî azabına uğratır.
Şu âyet-i kerîme ne kadar inzar yüklü ve kalpleri sarsıcı mâhiyettedir:

“Rasûlüm! Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma!
Allah onları cezalandırmayı, dehşetten gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne
ertelemektedir.”
(İbrâhim 14/42)

Bu
ilâhî gerçekleri gönlümüzde canlı tutabilmek için Rabbimizle yaptığımız şu
fıtrî misaka dikkatlerimizi çevirmemiz gerekir:

A’râf Suresi tefsiri için tıklayınız…

Ayrıca Bakınız.  A'râf Suresi 205. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

A’râf Suresi 171. ayetinin meal karşı karşıya geldirması ve diğer ayetler için tıklayınız…

Kaynak: https://www.islamveihsan.com/

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın